Türkiye'den Zeki Velidi Togan da konferansın davetlileri arasındadır, ancak Türk Hükûmeti, kendisinin ülkeden çıkış yapmasına müsaade etmemiştir. Konferansın düzenlendiği sıralarda Berlin'de bulunan Enver Paşa'nın kardeşi Nuri Killigil ise, konferansa katılan muhacir liderleri ileşahsen temasa geçmiş ve onlara izlemeleri gerektiğini düşündüğü strateji hakkında tavsiyelerde bulunmuştur. Konferansın amacı, muhacir toplulukların ayrılıkçı vebağımsızlıkçı eğilimlerini bir araya getirmek ve bundan Almanya adına Sovyetler Birliği aleyhine faydalanmaktir.
Konferansta Gerhard von Mende, Sovyetler'in Rus olmayan unsurlarına karşı beslediği sempatiyi ifade edecektir. Adlon'da Türkistan'ı temsil eden Veli KayyumHan'ın yaptığı konuşmalar öne çıkmıştır. Konferanstan kazançlı çıkan Veli Kayyum Han'a diplomatik pasaport,makam aracı ve Almanya'da ikametgâh verilmiştir. Konferans boyunca Alman makamları arasında birçok alanda görüş ayrılığının olduğu ortaya çıkacaktır. Farklı Alman makamları arasında genel “Şark Siyaseti” hususunda ortaya çıkan görüş ayrılığı, Türkiye siyaseti hususunda da devam edecektir.
Başbakan Özal'a iki yeni «makam aracı» daha alınıyormuş... Bu araçların tanesi 200-250 milyon TL. imiş...
...Bir yanda zam üstüne zam; öte yanda araba üzerine araba... Mercedesler, Cadillaclar, Lincolnler... En lüksleri, en pahalıları... Bir yandan yoksul halktan vergi al, öte yandan Başbakanlık için dokuz makam aracı yetmiyormuş gibi yeni arabalar ısmarla! Bu gibi haberleri yazacak olan basına yasak üzerine yasak getiriliyor.
Tokat valisi iken adından çok söz ettiren ve tebdili kıyafetle köylülerin traktörlerine binip Niksar dört yol mevkiinde köylü traktörcülerden haraç isteyen polisleri görevden alan ve içki satan yol kenerındaki büfelerde içki satımını ve kahvelerde kumardan sayılan oyunları yasaklayan bir vali iken; Aydın Valiliği'ne atanan ve henüz üç dört günlük
Asrın Seçimi”ne bulaştırılan enfeksiyon, Türkiye’nin yeniden inşa edileceği Meclis’te, terörist eylem olarak sık sık karşımıza çıkacak.
7 Haziran’da, “Terörü önleyecekler” diye milleti kandırarak Meclis’e sokulan HDP’nin, Kandil’in emrindeki bir PKK uzantısı olduğu ortaya çıktı.
Deşifre olduktan sonra kendisini tamamen teröre adayan,
Bilinen insanlık tarihinde hiç görülmemiş bir dönemde yaşıyoruz.
Son 50 yıl boyunca üretilen bilgi tüm insanlık tarihi boyunca üretilenden fazla.
Bugün bir insanın 1900’lü yılların başında bir yıl boyunca maruz kaldığı bilgiye bugünün modern insanı tek bir günde maruz kalıyor.
Değişim ve dönüşüm o denli hızlı ki artık çocuklarımızın
Diyânet'in Arapça bilmeyen başkanına, 15 milyonluk makam aracı alacağına; asgarî ücretin altında çalışan ücretli öğretmenin, ayın 2'si olduğu halde hâlâ hesabına yatmayan ek dersini öde, Tayyip!..
Bir yandan yoksul halktan vergi al, öte yandan Başbakanlık için dokuz makam aracı yetmiyormuş gibi yeni arabalar ısmarla!Bu gibi haberleri yazacak olan basına yasak üzerine yasak getiriliyor.Borçlar Yasası değiştiriliyor, Yurttaşlar Yasası değiştiriliyor, Cezf Yasası değiştiriliyor..
Peygambere itaat ayeti bir rahmettir.
Peygambere itaat ayetini kendince tevil eden zevatın hezeyanları artık meşhur. Peygamberi aradan çıkartıp emri direkt kendisine gelmiş gibi düşünen bu kimselerin talip oldukları azaba bir bakacağız şimdi. Umulur ki bu iddialarından vazgeçerler.
Vahiy, emir kipiyle gelir. Allah bizlere direkt emretmemiştir. O emrini peygamberi aleyhisselatu vesselama buyurmuştur, bu sebeple O'nun (sav) herhangi bir yanlış söylemi olması durumunda başına gelecek olan ayetlerdeki ifadelerle hepinize malumdur. Allah sözünde durandır, böyle bir durum da yaşanmadığına göre efendimiz aleyhisselatu vesselam bize Allah'ın emirlerini harfi harfine iletmiştir. Bu nokta da şüpheye mahal yoktur.
Allah bizlere peygamberi aracılığı ile değil de direkt emir buyurmuş olsa idi, şüphesiz biz peygamberi gibi itaatte bulunacak kemalatta olmadığımızdan ilk itaatsizliğimiz sonumuz olurdu. Umarım emir kipiyle hasıl olan vahyin rahmet oluşu ve peygamberin aleyhissetu vesselam bulunduğu makam daha iyi anlaşılmıştır. Yani bizlerin vahye itaatsizliği peygambere itaatsizliktir. Fakat peygamberi zişanın Allah katındaki önemini bilen herkes O'na itaatin ya da itaatsizliğin Allah'a itaat ya da itaatsizlik olduğunu da bilir. Allah'ın peygamberini aleyhisselatu vesselam aracı kılması, bizlerin tövbeye imkan bulabilmesi içindir. Böyle bir rahmet elçisine yapılan hadsizlik ruzî mahşer geldiğinde sorguyu O'nun şefaati ile kolayca atlatmak varken, Allah'ın ertelenmiş gazabına muhattap olmakla sonlandırabilir. İşte bu sebeple bu dini mübinde her şeyden önce bilinmesi gereken tek şey haddir.