Cemil Kavukçu yalın anlatımda en önde olan öykücülerden. Bu kitabında 11 öykünün ana sorunu yalnızlık gibi görünüyor. Görünüyor diyorum, bazılarında somut bir belirti olsa da bazılarında yalnızlık soyut bir şekilde anlatılmış. Kitaba adını veren öyküde ramazan davulcusundan dolayı çocukluğumun ramazanlarına gitmedim, aksine beni çocukluğumun ramazanlarına götüren karakterin sokakta geçe bekçisi ile karşılaşmasıydı. Eskiden var olan gece bekçileri. Ayrıca "Hangi çağdayız son teknolojilerle geliştirilmiş iletişim araçlarının yaygın bir biçimde kullanıldığı dönemde davulcunun işi ne? Çalar saate güvenmeyenler için PTT'nin telefonla uyandırma servisi var." cümlesi de ergenliğime götürdü beni.
Eskilerden, mektuplardan, arabaların kelebek camlarından, nostalji olan şeyler şimdiki zamanda...
Aşk, ölüm, pişmanlık, acı öykülerin içinde geçen temel unsurlar. Yalnızlıktan kaçışta kiminde hayali aşklar, kiminde alkole bağlı kaçışlar. Cemil Kavukçu'nun şimdiye kadar okuduğum kitaplarında alkol hep vardı. Malı Baba, Kuzeydeki Kum Kosterleri, En Eski Güvercin, Yalnız Uyuyanlar İçin daha çok beğendiklerim arasında yer aldılar.
Allah'ın Sevmediği Amel
ZULÜM
Zalim:Haksızlık ve zulüm eden, kötü kıyıcı, merhametsiz, gaddar kimse demektir.
Zulüm:Haksızlık, eziyet, işkence, baskı, adaletsizlik demektir.
Zulüm: bir şeyi kendine ait olmayan yere koymak, sınırı aşmak doğru davranmamak, günah işlemektir.
Mazlum:Zulüm görmüş, zulme, haksızlığa uğramış kimse
Veda Hutbesi Oku
''Ey İnsanlar!''
Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayız.
''İnsanlar!''
Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl bir mübarek şehir ise, canlarınız, mallarınız, namuslarınızda mukaddestir, her türlü tecavüzden
Paranızı koruma, çok önemli bir mali zekadır. Cehalet kesin mutluluktur ve mali soyguncuların bel bağladığı da budur; sizin cahilliğiniz onları büyük bir mutlulukla zenginleştirir.
Engels, Ailenin Kökeni adlı kitabında kadının öyküsünü bu açıdan ele almaktadır: bu öykü, özellikle tekniklerin tarihçesine bağlıdır. Taş Dönemi'nde, toprağın oymağın bütün üyelerinin ortak malı olduğu günlerde ilkel çapa ve bellerin basitliği tarımsal olanakları kısıtlamaktaydı: kadınların gücü, ancak bahçelerin işlenmesine yetiyordu. Bu ilkel
Ahmet Cevdet Paşa'nın yazdığı kitabı yayınlarken Ahmet Cevdet Paşa'nın kim olduğu bilgisini de -derin bir şekilde- veren bu kaynak kitabının başlangıcıyda oldukça güzeldi.
Ahmet Cevdet kendi deyimiyle 27 Mart 1823'te dünyaya gelmiş, ismi Ahmet olup Cevdet mahlasını İstanbul'da eğitim görürken Şair Süleyman Fehim Efendi'den almıştır. Devrin en