İsimsiz Şiirler XXV Gözlerinden Sonsuz’a bir yol uzanır gider, Mesafeler dürülür, zaman yanar boşlukta. Bu şehirde bir adım belki bin menzil eder, Güneşle doğan yolcu karar kılar kuşlukta. Ellerin dipsiz gökten dünyaya düşen sarkıç, Bir sırrı fısıldıyor ezel bezminden kalma. Parmakların ucunda bir mucize; bir sarnıç, Suya kanarken susuz, yol
Bakış açısı
Geçen yazımda Yah­ya Kemal'in sığlığından bahsetmiştim. Yahya Kemal, Ümit Yaşar'ın yanında umman. Ümit Yaşar'ın hüneri alışılan'ı, köksüz'ü, meyvesiz'i vermek. Bir hadımlar şairi. "Virilité"si olmayan bir sınıf, "virilite"si olmayan bir şair.  O sınıf serveti hak etmeden kazandı, Ümit Yaşar şöhreti. Bunun için mustariptirler. O sınıf kazandığı servetle beraber büyümedi. Dev bir zırhın altında kaybolan cüce. Ümit Yaşar da öyle. Zafer onun değil, reklamın. Dümdüz bir nazım, ne tepesi var, ne uçurumu. Ufuksuz ve imzasız, âdeta mâniler gibi. Vâlâ Nurettin ne kadar gazeteci, Reyyan ne kadar avukat, Türk burjuvazisi ne kadar burjuva ise, Ümit Yaşar da o kadar şair. Gecekondu burjuvazisine gece-kondu şâir. Yahya Kemal hayranları belki cüce, ama sıhhatli birer cüce. Ümit Yaşar'ınkiler hadım. Cemil Meriç
Reklam
Bir kahvenin telvesinde buğulanırdı zaman.  Analar bize seslenirdi taş avlulardan.  Koşarak gelirdik…  Koşarak ağrıyan, yoksul çocukluklardan.  Türküler, maniler duyulurdu daracık sofalardan.  Yılmaz Odabaşı
Cemil
Siverek'in meşhur türkülerinden biri de "Cemil" isimli türküdür. Bu türkünün günümüze kadar gelen öyküsü şöyledir: Siverek'te Fatma isimli genç bir kız, yakışıklığıyla nam salmış ve genç kızların yüreğini yakan Cemil'e sevdalanır. Ancak Cemil'in bundan haberi yoktur. Zamanla Fatma'nın Cemil'e olan sevdası dillerde dolaşmaya başlar. Fatma bu sevda yüzünden günden güne erir. Sonunda bu haber Cemil'in kulağına gider ve birgün Fatma ile karşılaşır. Karşısında güzeller güzeli, bir kız görür. Cemil de Fatma'ya sevdalanır. Aileleri evlenmelerine engel çıkarır. Sevda acısına dayanamayan Cemil hastalanır. O dönemin ileri gelenleri araya girip, Fatma ile Cemil'i evlendirirler. Cemil'in sevdası öylesine alevlenmiştir ki, yüreğinde kör sönmez ince bir hastalığa (vereme) yakalanır. Bir müddet sonra dünyadan ve Fatma'sından ayrılır. Fatma'nın dünyası kararır. Cemil'ini kaybetmiştir. Cemil'e ağıtlar yakar, türkülerde çağırır. Fatma daha sonra hayatında birbirini seven gençlerin düğünlerinde, hem onları sevindirmek, hem de Cemil'i yadetmek için def çalar, maniler söylerdi. Çoğu zaman da söylediği manilere müzik uyarlayarak çeşitli türküler meydana getirirdi. Bundan sonra halk arasında "Tefçi Fatma" diye anılmaya başlar. Tefçi Fatma'nın söylediği bu türkülerin çoğu maalesef unutulup gitmiştir. Ancak kendi sevdası olan "Cemil" türküsünü her düğünde ve her zaman söylediği için bu türkü halka mal olup günümüze kadar gelmiştir.
Hakikat
ALAK SURESİ اِقْرَاْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذٖى خَلَقَ 1-İkra' bismi rabbikellezi halak. İkra, Oku. Okumak, anlamadan Arapçasını tekrar etmek olmasa gerek. Kelimeleri yüzünden okumak, tekrar etmek bir anlamda telaffuz etmek, okumak olabilir mi? Anlamını dahi bilmeden seslerin tekrarı ancak telaffuz olabilir. Okumak, telaffuz edilen seslerin
Hayat Ve Faaliyet
Hayat varlığını, hareket, faaliyetten, şevk ve gayretle hissettirir. İnsanın mizacında daima hareket ve faaliyet vardır. Zihnen, fikren, bedenen yapılan say ü gayretler hayat boyu devam edip gider. İnsan fıtratı ve istidadı durgunluğu, yeknesaklığı, boşluğu ve tembelliği kabul etmez. Daima düzenli, prensipli, ölçülü faaliyetlerle iyiye, doğruya,
Reklam
161 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.