Kadın dediğin;
Merhametli olacak !
Seni vicdanıyla saracak şefkatle okşayacak yüreğini.
Egosunu tatmin için yaşamayacak. Bakmasını, konuşmasını, dinlemesini, oturmasını, kalkmasını, kendini bilecek.
Öyle marka takıntısı olmayacak, kendine yakışanı alacak ve seni giydirme zevki de olacak kadının.
Alışveriş merkezlerinde gezmesini bildiği gibi,
Marka takıntısı!
"Bomboş çuvalı dünyanın en değerli ipeğiyle sarın, o çuval yine boştur."
Sayfa 132Kitabı okudu
"Çoğu insanın MARKA takıntısı varken benim KARAKTER ve KALİTE takıntım var. Doğan görünümlü Şahin'leri sevmem mesela, efendi taklidi yapan terbiyesiz erkekleri, rimelinin akması kadar kendi kişisel gelişimine yatırım yapmayı kafasına takmayan kadınları, sözler verip sözlerini iştahla yutanları, içip içip sapıtanları, para, makam veya mevki karşısında hemen bozulanları, vitrinlerinde nezaket satıp tezgah arkasında seviyesi sıfırın altına düşenleri de sevmem. Çünkü azizim, kalite denen şey ve sağlam bir karakter; insanın çok ama çok zor sahip olduğu en güzel cazibeleridir..."
Sanat Ve Sanatçı Nedir Ne Değildir?
Türkiye'nin sanata ve sanatçıya olan bakış açısından dolayı hâlâ üzülüyorum. Son zamanlarda bazı şarkılar ve klipler kadınlara aşağılayıcı laflar, lüks arabalar, uyuşturucu gibi olumsuzluklardan ibâret. Mabel Matiz, Grup Abdal, Ezginin Günlüğü, Ados, Saian ve benzerleri kendilerine has bir tarzları olduğu için beğeniyorum. En azından düzgün bir
Kadın olmak...
Kadın olmak ; sadece güzel olmak demek değil, gördüğünde o güzelliğin içinde erkeğin kendi ruhunu bulabilmesini sağlayabilmektir…
Kadın olmak ; ipek saçlar, pembe topuklar, ince bel değil, bütün bunların içerisinde bir hanımefendi olabilmeyi başarabilmektir..
Kadın olmak ; güzellik takıntısı içerisinde olmak değil, o güzelliğe akılda
Marka takıntısı olan insanların büyük bir eksiklik yaşadığını düşünüyorum.
Marka Takıntısı
Marka sahibi şirket, markalı pantolon giyen erkeği veya marka parfüm sürünen kadını bütün dünyadan devşirdiği sürüsüne katıyor. Kovboyların sığırları damgalaması gibi. Marka hegemonik bir şey. İnsanlar makineye nasıl güle-oynaya teslim olmuş ise markaya da öyle tapıyor. Bu tam bir mistifikasyon. Marka giyerek sürüden ayrıldığını sanıyorsun. Farkı fark edin, diyorsun. Heyhat! Bu aldanışın daniskası. Gerçekten sen de bu markanın bir neferi oluyorsun.
Sayfa 98 - DergâhKitabı okudu
