Marx'ın savunduğuna göre, kapitalizm, köylülük topraktan koparıldığı ve “özgür” ücretli emekçi haline getirildiği zaman doğdu, çünkü sermaye ancak özgür ücretli emek çerçevesi içinde özgürce biriktirilebilirdi. Bu sürecin aldığı “klasik biçim”, ortak mülkiyete tabi toprakların çitle çevrilmesi sonucunda eski köylü yaşam tarzının yıkıldığı, sonra da eski köylülerin, hayat ta kalabilmeleri açısından zorunlu metaları satın alabilecekleri gerekli parayı kazanabilmek için, çalışma yeteneklerini satmak zorunda kaldıkları İngiltere'de gerçekleşti.
Yani dikta ve şiddet, Marksizm'in özündeydi; onu "yanlış okuyanlar"da değil. Bu "yanlış okuma" söylemindeki ısrarın sebebi de, Marx'a duyulan bir romantik bağlılık ve "sakat bir idealizm"den başka bir şey değildi.
Dahası sosyalistler, Kur'an'ın (ve Kitab-ı Mukaddes'in) ısrarla emrettiği hayırseverliği küçümser, hatta sakıncalı görürler. Çünkü onlara göre gereken şey "düzen değişikliği"dir. Marx bu yüzden "Hıristiyan hayırseverliğine" ateş püskürür.
...ticari sermayenin «varlığı» ve belli bir düzeyde «gelişmesi», Marx'a göre, kapitalist sosyoekonomik kuruluşun gelişmesi için gerekli şarttır. (Ama hiçbir şekilde yeterli şart değildir, Marx, bu nokta üzerinde ısrarla durmaktadır.)
Ama gene de ayırt etmek gerekiyor. Marx ve marksistler, «kapitalizm» ve «kapitalist» terimlerini marksist olmayan birçok yazardan çok daha tutarlı bir şekilde kullanmıştır.
Marx, toplumbilimde bazı kanunlar ortaya attı, bazı keşifler yaptı, kendi felsefi yöneliminden (gerçekten) ayrı olan ve çok çeşitli felsefi ufuklardan gelen düşünürlerin üzerinde anlaşabildikleri bazı varsayımlar ileri sürdü.
Herkese merhaba, az önce bitirdiğim Marx’ın Kayıp Estetiği isimli kitaptan bahsetmek istiyorum. Genel olarak Alman edebiyatı, özel olarak da Heinrich Heine uzmanı olan Margaret A. Rose’un kaleme aldığı bu kitap, 19. yüzyıl Avrupa’sındaki görsel sanatlar, estetik teoriler ve sanat politikalarıyla ilgili Marx’ın orijinal görüşleri üzerinde duruyor.
Hegel’in usa doğru yürüyen gerçek konusunda kesinlediği şeyi, Marx sınıfsız topluma doğru yürüyen ekonomi konusunda kesinler. Her şeyi aynı zamanda hem kendi kendisi hem de karşıtıdır. Bu çelişki başka şey olmaya zorlar her nesneyi. Kapitalizm, burjuva olduğu için devrimci olarak belirir ve komünizme yer hazırlar.
Gerçekten bir yıl, beş yıl, on yıl değil; yüzlerce yıl, on yüzlerce yıl, garp cephesinde yeni bir şey yok oldu. Zaman muttarid aktı. Fikret'in «küçük, muttarid, muhteriz damlalar» dediği türden, aktı. Nehirler sakin aktı. Bir yıl, beş yıl, on yıl değil, on yüzlerce yıl insanlar suskun çalıştı. En çok kendi gücünü, bir de atın gücünü, daha