2020'de 133 kitap 17 dergi ile toplamda 150 okuma hedefini tutturmuşum. Darısı 2021'in başına. Tabi sağlık ve huzurla.
1.İnsanlığın Yeme Tarihi-Tom Standage
2.Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm-
Zülfü Livaneli
3.Küçük Şeyler-Samipaşazade Sezai
4.Son Yaprak-O. Henry
5.Malte Laurids Brigge'nin Notları-
Rainer Maria Rilke
6.Kurutulmuş Felsefe
Kitabı çok beğenmedim çünkü bence genel olarak çok olumsuz yönlerden bakılmış konuya çok boğucu bir hikayesi vardı. Aslında kitabın anlattığı konu genel olarak insanların "bu tip" insanlara bakış açılarını ve onların maruz kaldığı "öteki" kişi kalıbına ağırlık verilmiş.Bu yönden bakıp bu tarz kitap okumak isterseniz güzel ama benim gibi cıvıl cıvıl bir aşk hikayesi arıyorsanız bu kitapta aşk var ama pek cıvıl cıvıl değil. Çizimler ve Emma'nın saçlarının kitapta tek renkli kısım olması hoştu.
_Ülkemizde yaşanan maddi ve manevi krizin nedeni, akıl dışı metafizik dini inancın, politik alana taşınmasıdır.
_Hiçbir ülke şu 20 yılda yapılanlara dayanamaz ki zaten Türkiye de dayanamadı. Kafede çay içmek, yumurta ve peynir lüks oldu.
_İmam hatipte alınan eğitimle yönetilen ülke nasıl olması gerekiyorsa öyleyiz.
_Rasyonel olması gereken bir
Ben Aşkı Satın Aldım
Ben aşkı bir üveyikten satın aldım, yaşım on altı
O zamanlar bakır rengindeydi dağlar
Daha şıvan düşmemişti böğrüme
Daha deli deli esmemişti rüzgar
Kalbim acıya düşmemişti
Sanırdım bütün ırmaklardan koşacaktım
"DEĞİRMEN" Sabahattin Âli'nin 1935 yılında yazdığı ilk öykü kitabıdır. Eser sabahattin Âli'nin hem çocuk denilebilecek yaşta yazdıklarını hem de ilerleyen yılların ustalık işi öykülerini ele alıyor. Yazar Değirmen'de Çingene müzisyenle köylü kızı arasında geçen bir aşk hikayesini sen diliyle yazılmış bir üslupla anlatıyor. Yazar'ın bu
Gazeteci-Yazar-Seyyah... Belki bir filozof, belki bir derviş... En yalın haliyle Harun Çelik...
...
Ve karşınızda HARMATAN...
...
HARMATAN nedir, diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Ben de sormuştum çünkü... Harmatanın ne olduğunu uzun uzun yazacak değilim. Onun için arka kapak yazısını bulup okuyun...
...
Heer ile Rancha'yı duydunuz mu? Muhtemelen duymadınız. Ben de duymamıştım. Kitabın ilk hikâyesi olarak karşıma çıktı. Bir solukta okudum. Muhteşemdi. Tıpkı Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin gibi... Gerçek bir hikâye. Bir de Harun Çelik'in nefis üslubuyla birleşince gözyaşlarınıza hakim olamıyorsunuz. Üstad; "Bu hikâyeyi mavi gözlü bir martının kanadında gönderiyorum sizlere" demiş hikâyenin sonunda.
"Karadeniz'den havalanan o mavi gözlü martı, üç damla gözyaşımı size ulaştırdığında, siz bu gözyaşlarımı Heer ve Rancha'nın kabrine götürün olur mu?" diye de bir yük bırakıyor üstümüze... (Eyvallah)
...
Keyifle okumanız temennisiyle...
Aynı anda bilgisayarın kapağını öyle sert kapattım ki kırıldıysa Kumral'a bir de bilgisayar borçlanmış oldum. Umurumda değildi, dünya yansa artık umurumda değildi. Tek istediğim biraz oksijendi, boğulmaya başlamıştım. Ellerim hızlı bir şekilde boynuma kaydı, boğazımın düğümlendiğini hissettim. Cayır cayır yanıyor gibi, çölde bir damla suya
Dikkat: Tatkaçıran/oyunbozan içerir.
‘Değirmen’de Sabahattin Ali Öykücülüğü
Ulaş Başar Gezgin
‘Değirmen’ (1935) adlı öykü kitabı, Sabahattin Ali’nin (1907-1948) yayınlanmış ilk öykü kitabı ve ‘Dağlar ve Rüzgar’ (1934) adlı şiir kitabından sonra yayınlanmış ikinci kitabı. Kitap, hem Sabahattin Ali’nin başta 20 yaş öyküleri olmak üzere ilk