SEMRA ŞENTÜRK

SEMRA ŞENTÜRK
@maviduvar
İstanbul
129 okur puanı
Mart 2015 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Ölmek nasıl bir ansa yaşamak da bir an. Gözlerini kapar ve bütün gereksiz korkuların çözülüp gitmesine izin verirsin. Sonra korkudan muaf olan bu yeni varoluş halinde kendine sorarsın: Ben kimim? Şüpheler olmadan yaşayabilseydim neler yapardım? Haksızlığa uğrama korkusu olmadan yaşayabilseydim? Acıdan korkmadan sevebilseydim? Yarın o tadı nasıl özleyeceğimi düşünmeden, bugünün tadını çıkarabilseydim? Zamanın geçişinden ve sevdiklerimi benden çalabileceğinden korkmamış olsaydım? Evet. Ne yapardım? Kimleri umursardım? Ne için savaşırdım? Hangi yollardan yürürdüm? Nelerden haz alırdım? İçimdeki hangi gizemleri çözerdim? Kısacası nasıl yaşardım?
Reklam
Yaşlıların yalnızlıklarıyla ne tuhaf bir ilişkileri olduğunu düşündüm. Yalnızlıklarına hem delicesine bağlıydılar, en yakınlarına bile tahammül edemiyorlardı hem de şiddetle korkup kurtulmak istiyorlardı. Yalnızlık avuçlarında bir kor parçası gibi duruyordu, ne kimseye vermeye kıyabiliyorlar ne de yanmaktan kurtulabiliyorlardı.
Yine de yaşıtlarına oranla daha içten. Hele yazarından kendisine yaşayabileceği bir çağ, girebileceği bir kılık, yalanlarına uydurabileceği bir kılıf, cinsel özgürlüğünü sonradan pişman olmayacak kadar doludizgin yaşayacağı sırılsıklam bir aşk biçmesini istediği bölümlerde, tam bir otuzların insanı.
"Eski şeylerin hepsine veda etmek istiyorum. Ben de Perulu dev gibi güney denizlerinin ormanları içine kendimi gömmek, istediğim gibi yaşamak, istediğim gibi sevişmek, istediğim gibi şarkı söyleyip yok olmak istiyorum."
Ama kırtasiye dükkanları dünyanın her yerinde aynı kokuyordu: Kişiye yalnızlığını hissettiren, öte yandan da bir renk cümbüşüyle çevresini sarmalayan kışkırtıcı bir koku.
Reklam
1.107 öğeden 1 ile 6 arasındakiler gösteriliyor.