"Dinle, gitmem gerekiyor," diye fısıldadım Johnny'ye. Dikkatimi tekrar ona doğru çevirirken kalbim hâlâ şiddetle atıyordu. "Otobüs
kalkmadan önce geri gelmeye çalışacağım, tamam mı ?"
"Hayır, hayır, hayır," diye inledi Johnny. iki eliyle elimi sıkıca tuttu.
"Beni bırakmayacağını söylemiştin."
Aman Tanrım.
"Johnny, biliyorum ama gitmek zorundayım," diye fısıldadım telaşla. "Sadece ailenin kalmasana izin var.".
"O benim karım," diye haykırdığında aklımı çoktan kaybetmiştim.
-Sonra… kuzenim birdenbire bileklerimi tutuyor…
-Ah ne güzel,sonra?
-Sonrası… ne bileyim?
-Ama en güzel yerinde bırakıyorsun…
-Sonra ağaçta bir kuş ötüyor… Kaba,çirkin bir kuş.. Korkuyoruz, kaçıyoruz…