Kitabı okumayanlara tek önerim, herşeyi bırakın ve bu mükemmel eseri okuyun. Birkere anlatımıyla özümsüyorsunuz, kurgusuyla meraklanıyor, umut umutsuzluk arasında gidip geliyorsunuz. Görüşünüze göre bir ütopya da olabilir distopyada. Ama kesinlikle etkileyici.
Kitabı okuyanlar anlar burdan sonrasını;
Yaklaşık ilk 200 sayfa, kurulan sistemin içine yerleştiriyor sizi. Adaletsizlikleri ve tekdüzeliği karşısında umut olmalı diye düşündürtüyor size. Ama bir *ploreter* gibi değil. Bir *Dış Parti* üyesiymişçesine. Daha sonra kafanıza, *40 sayfada Nefret* ile, bir *gemi* bırakıyor kafanıza. Ve daha sonra sizi *düşünce suçlusu* ilan edip, *çiftdüşün*mezseniz'i gösteriyor.
Yani okadar işlemişki içime, yenisöylem'de yazma isteği doğdu bende.
Yalnız şu kısım nedense bana Aşıkveysel'i hatırlattı.
Beyhude bir hayaldi,
Nisan güneşi gibi geldi geçti,
Bir bakış, bir söz aklımı çeldi,
Gönlümü çaldı, çekti gitti.
Resmen Aşıkveyselin, Mecnunum leylamı gördüm türküsü gibi.
mecnunum leylami gordum
bir kerece bakti gecti
ne sordum nede soyledi
kaslarini yikti gecti