Bulundukları kültür düzeyinden hareketle içlerinde toplumsal anlamda ''yapay'' ve ''gayrı tabii'' görünmenin haklı korkusu uyanabilirdi, bu nedenle insanlar hem kendilerini hem de karşılarındakileri toplum içinde dramatik bir konumda bulunan borç köleleri olarak tanımlamayı ve ona göre yorumlar yapmayı tercih ediyorlardı. Bir borç kölesi, ''kaybeden'' ve ''başarısız insan'' da olsa, bu durum kişiyi çağdaş bir insan olarak sosyal hayata bağlıyordu. Borç kölesi olmayı çıkış noktası olarak alan insan gazetelere, televizyon programlarına zevkle sarılabilir, buralarda yapılan ve gündemdeki eğilimleri dile getiren yorumları zevkle takip edebilirdi, ayrıca bir borç kölesi için, medyada ifade bulan hayata bakış açısı vasıtasıyla, değerler ve tercihler üstünde başkalarıyla fikir birliğine varmak pek de zor değildi.
Sayfa 92 - YKY 4. Baskı 2008, (Norveççe asıl baskı 1994)