Çoğu zaman bu salgın hastalıkları öngörebiliriz ve onlardan sakınabiliriz.
Astrologlar bize kıtlık, fırtına ve vebayı önceden söyleyebilir; depremlerin, su baskınlarının, ev yıkımlarının , yangınların gelişlerini önceden ufak ufak ya da gürültü ile belli eder.
Ancak insanoğlunun yaptığı düzenbazlıktan, sahtekarlıktan ve kötülükten o kadar kolay sakınamayız.
Sayfa 75 - Aylak adamKitabı okudu
Peki ya görseydi ki bir insan, tıpkı bir bukalemun gibi şekilden şekile girip duruyor veyahut omnia transformans sese in miracula rerum Proteus gibi, kendi menfaati için aynı anda yirmi role ve şahsiyete bürünüyor, Merkür seyyaresi gibi zamana ayak uyduruyor ve değişiyor, iyiyle iyi, kötüyle kötü oluyor; rast geldiği her insan karşısında farklı bir çehreye, kılığa, seciyeye bürünüyor; tüm dinlere, mizaçlara, temayüllere yöneliyor; mentitis et mimicis obsequis' bir köpek gibi kuyruk sallıyor; bir aslan gibi kuduruyor, bir it gibi havlıyor, bir ejderha gibi dövüşüyor, bir yılan gibi sokuyor, bir kuzu kadar mülayimken bir kaplan gibi diş gösteriyor, bir timsah gibi gözyaşı döküyor, başkalarını tahkir ediyor fakat başkaları da ona tahakküm ediyor, bir bakmışsınız emrediyor, bir bakmışsınız çömelip baş eğiyor, bir yerde zalimlik ediyor, başka bir yerde sindiriliyor, evinde hikmet dolu bir kimse iken, dışarda başkalarını eğlendiren bir akılsız olup çıkıyor.
Sayfa 139
Bazen şeytanın yardımıyla cadılar ve büyücüler; bazen de hile, iksir, zehir, savaş taktiği, düello, savaşlar nedeniyle birbirimizi kırıp geçiriyoruz; sanki Kadmos'un askerleri gibi birbirimizi telef etmek için doğmuşuz gibi. Bugünlerde bir çarpışmada yüz belki de iki yüz askerin öldüğünü okumak son derece sıradan bir şey oldu. Bilindik işkencelerin yanında, bronz boğalarla, askılarla, çarklarla, silahlarla ve çeşitli alet edevatlarla, bir insan vücudunda bulunan organlardan daha fazla işkence araçları geliştirdik. Daha da devam edersek, kendi ebeveynimiz bile hayaları, düşüncesizlikleri ve aşırılıkları ile bizim can düşmanımız haline gelecek.
RUH ve YETİLERİ ÜZERİNE
‘’Her kişiye bir hayat verilir,
Kısadır ve başkasına devredilemez.
Stat sua cuique dies, breve et irreparabile tempus
Omnibus est vitae.’’
Sayfa 129 - Vergilius’un Aeneis adlı eserinden alıntı (X-467).Kitabı okudu
Bize biçilen paye bu; belirsizlik ve kırılganlık.
Sayfa 101 - Aylak Adam Yayınları
Herkes kendi iyisini ya da en azından iyi görüneni bulmaya çalışır.
Sayfa 142Kitabı okudu
Özgürlük, kendi kurallarına göre insanın kendi iradesi sınırlarında yaşamaktır: peki ama kim bu tür özgürlüğe sahip? Kim özgür?
Sayfa 53Kitabı okudu