Çevremize baktığımızda görürüz ki, bir yerde sanat varsa sanatkârı da vardır.
Bir kitap varsa onun yazarı da vardır, bir saray varsa onun mimarı da vardır. Kendiliğinden mükemmel, planlı ve hikmetli hiçbir şey vücuda gelmez. Bunun içindir ki
"Bir köy muhtarsız olmaz. Bir iğne ustasız olmaz. Bir harf de kâtipsız olmaz.
Nasıl oluyor ki nihayet (sonsuz) derecede muntazam şu memleket (kâinat) hâkimsiz (hükmedensiz) olur?"