Halkı tarafından gülme ve delilik hastalığına yakalandığı düşünülen Demokritos için, Hippokrates in çağrılması ve bunun üzerine bir araya gelmeleri üzerine Delilik ve gülmeye ilgili diyaloglarını içeren bu kitabın giriş kısmında da kitabın belirtilen kisi tarafından yazılıp yazılmadığı da tartışılmaya açık..
**içeriğe ilişkin..
Özünde, Dünya meşalesi içerisinde tıpkı döner merdivende hareket eden fare misali insanın halinin ne kadar gülünç olduğu dile getiriliyor.
Her başlangıçta aynı ümitle hareket eden insanın sonunda aynı yetkinsiz ve tatminsiz oluşuna, evlenip çocuk sahibi oluşuna, idealize ettiği halde hiç ulaşamadığı insanın tüm dramına gülen Demokritos, kestiği hayvanların safralarını inceleyip tıpkı safrası büyük hayvanların hastalıklara eğilimli olması üzerinden insandaki beyinle ilişki kurması enteresan..
**Benim kişisel çıkarımım..
Amaçlara kilitlenmiş şekilde tek bir başarı tanımlamasına boyun eğip ömrü tüketmek yerine anın bilinçli ve keyifli yaşanması, ve 'herkesce' yaşanan standart hayatın aslında gülünç ve mutsuz bir sona evrildiği, bu yüzden uzun soluklu ve dışsal tanimlamalardan ziyade anı hissederek mutlu olmak ve dışarıdan bakan bir göz olarak halimiz gülünç mü diye sık sorgulamak gerektiği düşüncesini bende pekiştirdi..
Öneri olarak psikoloji alanında meşhur Rosenhan Deneyi+deneyimini incelemenizi tavsiye ederim. Konunun felsefi yönünden ziyade sosyolojik-bilimsel şüphe tohumlarını ekmeniz adına,
Kimin deli yahut kimin akıllı olduğunu sorgulama cesaretini göstermek dileğiyle..