"Aydan evine girip de, aldırmazca gazete okuyan kocasına, koşarak gelip "Anne, ödevimi bitirdim, bir baksana!" diyen kızına, bir başkasına belki de pek sıkıcı gözükebilecek bu küçük dünyaya kavuşunca içinde öyle bir ferahlama ve güven hissetti ki biraz önceki karşılaşmada kendisini nasıl sıkıp kastığını ancak bu rahatlamayı fark edince anladı.
Evin bildik havası, kızını giydirip hazırlaması, pencerelerden görünen ilkyaz güneşinin ışıklarının halıya düşmesi, bütün bunlar, bu minicik, önemsiz ayrıntılar bir araya geldiklerinde güçlü bir sığınak oluşturuyorlardı onun için."