Meryem Nur

Meryem Nur
@meryemnurv
"Aydan evine girip de, aldırmazca gazete okuyan kocasına, koşarak gelip "Anne, ödevimi bitirdim, bir baksana!" diyen kızına, bir başkasına belki de pek sıkıcı gözükebilecek bu küçük dünyaya kavuşunca içinde öyle bir ferahlama ve güven hissetti ki biraz önceki karşılaşmada kendisini nasıl sıkıp kastığını ancak bu rahatlamayı fark edince anladı. Evin bildik havası, kızını giydirip hazırlaması, pencerelerden görünen ilkyaz güneşinin ışıklarının halıya düşmesi, bütün bunlar, bu minicik, önemsiz ayrıntılar bir araya geldiklerinde güçlü bir sığınak oluşturuyorlardı onun için."
Sayfa 17
Reklam
"Velev ki alıştın... neye yarar? Güvenli de olsa, insan bir yere ait değilse eninde sonunda terk etmeli orayı."
"Onlar da bu oda gibi, bütün evleri gibi henüz nereye ait olduklarını bulamamışlardı. Onların içinde de besmele levhasıyla Sonya plağı yan yana duruyordu."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Ey güzel Allah'ım! Gündüzün gürültüsü sönüyor, iç havluların sükûtu içinde, maşuka, aşıkın sinesi üzerinde yatıyor, tefekkürata dalıyor. Ben, gözlerimi sana çeviriyorum, dudaklarımı sana arz ediyorum. Ey benim yegane maşukum , ben seninle huzuryabım. Tulûlar senin ayaklarının önünde açan ve ölen kırmızı güllerdir. Şark senin şaşaanı terennüm eder. Güneş yükselir ve bir peygamber gibi senin celâli şanını tebliğ eder. Çölün sükûtu senin adınla doludur. Üzerimize bir korku gibi uzanırsın. Güneş çıkar; çöl yanar, çöl senin ateşinle yanarak ölür. Hayat dudaklarının nağmesidir. Sen zuhur edince, süvariler gibi binlerce zerin güneş seni teşyi eder. Sen yürüyünce çöl çiçekler açar, arz laleden kaliçelerini yayar. Sen oturunca , yedi kat gök dervişler gibi önünde rükû eder; kaffe-i mahlûkatın önünde resmi geçit yapar; denizler, bulutlar, seller... "
Sayfa 278Kitabı okudu
"Senin benliğin bir dağdır ki, güneşi görmene, güneşin nurunu almana hâil olur. Nefsinde öl: O'nda (Allah'da) yaşa."
Sayfa 278Kitabı okudu
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam