Meşrebi Kalender

“ Kapitalizmin ikiz lanetleri olan turistler ve alışverişçiler (…)”
Sayfa 260Kitabı okudu
Reklam
“ Bazen bilmemek daha iyidir. Aslında bilmemek her zaman daha iyidir yani.”
Sayfa 142Kitabı okudu
“ (…) Onlar da sorunlu gençler için yapılan bi tornacılık kursuna gönderildiklerinden burdaydılar. Ama kursta, kesici ve delici aletleri silah dükkanlarından almak yerine kendileri yapmayı öğrenmişlerdi, o kadar.
Sayfa 103Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“ Her fikrin bazı göt herifleri vardı.”
Sayfa 65 - STÜDYO İMGEKitabı okudu
(…) Yılmaz Güney, aldığı ödülü Türkan Şoray’a uzatıyor ve mikrofona eğilerek de şöyle diyordu: “ Bacım, lütfen kabul edersen… Sinemaya sen çok emek verdin. Hakkın benden fazla… Onun için, kabul edersen benim ödülüm de senin olsun.”
Reklam
(…)İşte bir gün filmin o günkü çekimi bitmiş.(…) Hava soğuk, vakit geç. Ortalarda dolmuş molmuş görünmüyor. Babanın cebindeki para taksiye yetecek kadar değil. Derken bir taksi önünde duruyor. (…) “Buyur baba” diyor, “ Atla gidelim…” Hulusi Kentmen’in kıvranışı ona durumu anlatmış, şoför ekliyor: “ Babacığım senden para soran mı var? Ben de o tarafa gidiyorum zaten…” Hangi tarafa? Daha sormadı ki yolcusuna nereye gideceğini. Ama o şoför “insan”… Sapına kadar insan…
“ İlçede en çok dikkatimi çeken, ufacık kerpiç evlerin penceresiz olmasıydı. (…) gerçeği öğrenmekte gecikmedim: Her ailenin bir ya da iki aile ile kan davası vardı. Gelip ateş etmesinler diye penceresiz yapıyorlardı evleri… Kapıları da ufak mı ufak…
(…)Nereye mi gidiyordu bütün bu çelenkler? İki gün önce düşen uçakta ölenlerin cenazesine, Ankara’ya gönderiliyordu. Düşünebiliyor musunuz? 1950 yılında… Daha uçak yolculuğunun pek yadırgandığı bir sırada, hayatında ilk kez uçağa binen ve de yargıçlık yapmaya Güney Doğu’ya giden genç bir insan, düşen uçakta ölenlerin çelenkleriyle beraber uçuyor.
“ Benjamin’e göre, açlık, zorluk ve hayal kırıklığı hayatın değişmez yasalarıydı.”
Sayfa 144Kitabı okudu
302 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.