Cariye konusunun 20. yüzyıl İslam toplumunda nasıl görüldüğünü Pakistanlı İslamcı âlim Mevdudi şöyle anlatmaktadır:
"Kur'anı Kerim'de cariye şöyle tarif edilmiştir: 'Bilek gücü ile ele geçirilmiş kadın."
"Kur'anı Kerim, bilek gücünü ancak Allah yolunda cihatla sınırlandırdığına göre, Kur'anı Kerim'in tarifine göre cariye, 'Müslüman bir savaşçının cihat ederken ele geçirdiği kadın' demektir. Böyle kadının helal olduğuna delil şu ayette bulunmaktadır: 'Size analarınız haram kılınmıştır. Ancak sağ ellerinizin sahip olduğu kadınlar helaldir.'
Sağ el Arapçada gücün, kuvvetin, etkinliğin ve bilek kuvvetinin yerine kullanılmaktadır. Bu ayet tek başına cariyenin yukarıdaki tarifine yeterli bir delildir.
Onları hicvet,çünkü nefsimi elinde tutan Allah'a yemin ederim ki senin şiirin onlar için oktan daha etkili ve yaralayıcı olacaktır.
《Resullullah (sav)》
Pakistan'da Mevdudi Hareketi, Mısır'da Müslüman Kardeşlerin Davranışı, Türkiye'de Nurculuk ve Büyükdoğuculuk, İslâm Dirilişinin ilk düşünce, inanç ve aksiyon akımlarıdır.
İslam'ın din ve-davla, "din ve devlet'' olduğu sloganı, klasik İslam'ın bir ilkesi ve İslam'ın esasa dair bir unsuru değildir. Aslında ona ilk defa 19. yüzyıl sonlarındaki sömürgecilik karşıtı İslami harekette rastlanz. "Siyasal İslam"ın Ebu'l A'la Mevdudi ve Seyyid Kutub gibi öncü düşünürlerinde merkezi bir yer tutan bu slogan, sonuçta modern siyasal İslam'ın temel düsturu haline geldi. Bununla evvela, kamusal hayatın kültürden politikaya, iktisada, bütün veçhelerini bütünlüklü bir İslami bakış açısından düzenleme iddiası ortaya konur. Eski müphemlik hoşgörüsünün burada bir yerinin olmadığını izah etmeye hacet yoktur.