Ama yaşama kızma. Seni bunaltan yaşam değil, onu dinlemeyen sensin. Ve işte buna ben kriter diyorum, bir mihenk taşı bu: yaşama karşı duran, ona nefret kusan bir azizle karşılaşırsan eğer, bil ki henüz anlamamıştır. Yoksa yaşamın önünde saygıyla eğilirdi, çünkü yaşam onu rüyalarından uyandırmış olurdu. Çünkü yaşam çok şaşırtıcıdır, şoke eder. Yaşam acılıdır. Acı vardır çünkü imkansız olanı arzularsın. Bu, yaşamdan değil senin beklentinden kaynaklanıyor.
Butik yayınlarıKitabı okudu
958.jpg){kind=small}
Mekanlar, evler, insan yaşamında iz bırakır. Bazen insan mekânı biçimlendirir, bazen de mekân insanlara yön verir. Çocukluk yıllarım çok zengin bir ailenin tevazu dolu yaşamıyla geçti. Oturduğumuz evler her zaman standartların üstünde oldu. Hatta çevresinde standartları belirleyen bir kriter olarak algılandı, ancak o evlerin içindeki yaşamlarda kanaatkârlık, aşırılıktan kaçınma ve "herkes gibi yaşama" ısrarı vardı. Zenginliğin sınırlarının yaşama henüz yansımadığı bu yıllarda "sosyete" sözcüğünün Vehbi Koç ve ailesi için kullanılması pek olanaklı değildi. Annemin ve babamın geçmişten gelen mütevazı ev hayatları, bizleri belirleyen önemli bir mihenk noktasıydı.
Sayfa 26Kitabı okudu
Ey insanoğlu! Rabbinize kulluk edin! Zaten Kur’an’ın geliş gâyesi buydu. Ne müttakiyi anlatmak, ne kâfiri ve ne de münafığı anlatmak değildi mesele. Mesele, bana beni anlatmaktı. Bir müslüman olarak benim Rabbime kulluğumu anlatmaktı. Rabbime kul olmam gerektiğini anlatmaktı. Ama bu konuda önce kitabın kriter olduğunu ortaya koydu. Kulluk konusunda, iman konusunda kitabın elek olduğunu ortaya koydu. Bu kitap eleğinden geçen insanların kimilerinin bozuk düzen olduğunu anlattı. Bu kriterle kimilerinin beş para etmediği açığa çıktı.
Sanki sarrafın elindeki mihenk taşından geçenlerden kimilerinin bozuk ve boşluğu ortaya çıkıyordu ya, sanki kitap da böyle.
Suna Kıraç şöyle diyordu;
Mekânlar, evler, insan yaşamında iz bırakır. Bazen insan mekânı biçimlendirir, bazen de mekân insanlara yön verir. Çocukluk yıllarım çok zengin bir ailenin tevazu dolu yaşamıyla geçti. Oturduğumuz evler her zaman standartların üstünde oldu. Hatta çevresinde standartları belirleyen bir kriter olarak algılandı, ancak o evlerin içindeki yaşamlarda kanaatkârlık, aşırılıktan kaçınma ve "herkes gibi yaşamak" ısrarı vardı. Annemin ve babamın geçmişten gelen mütevazı ev hayatları, bizleri belirleyen önemli bir mihenk noktasıydı.
Sayfa 26
Hilmi Şeker ile Hukukta Gerekçe ve Süreç Adaleti Röportajıİbrahim Aycan · Aristo Hukuk Yayınevi · 01 okunma
Mihenk/kriter
Ne güzel bi sürü alıntı, fikir, ileti vs vs, peki bunlar doğrumu, yanlışmı,
Buna nasıl karar vereceğiz, hangi süzgeclerden geçireceğiz
1- üzerinde düşünmek, evet bakmak ve görmek arasındaki fark gibi, okumak ve düşünmek
2- bence kriterler ()
Vicdan, merhamet, sonunun ne olacağı, ahiretin hesaba katılması, empati olabilir
Fikirlerinizi bekliyorum.