Nedir, ne değildir ?
Hayranlık ile başlar aşk, her hayranlık bir hayret doğurur.Nasıl olduğuna, bunun nasıl olup da sizi bulduğuna, üstelik sadece sizi bulduğuna hayret ettiğiniz ihtilalli bir kamaşma hâli...
Sükûnet makamında her şey bir gölgeye dönüşmüştür, onulmaz acı da kimlik de benlik de varlık da...
Reklam
Fasl-ı Lale
Adını bir döneme vermiş bu ince çiçek sanat ve kültürün var olduğu her yerde olduğu gibi asırlar boyu Türk sanatında da önemli yer tutmuştur. Camiler, mescitler onun ismiyle anılmış; şiirler, şarkılar ilhamını ondan almış; bir çok çeşmede mezar taşında, ebruda, minyatür, çini, seramik, dokuma ve camcılıkta; askerlerin zırhlarında, keskin kılıçlarında hep onun figürü var olmuştur.
Fasl-ı Lale
Her şeyden önce lale tektir. Tek'liği O'ndandır. Vahdet. Lale dik bir çiçektir, eliftir. Mavera. Burası değil öte. Yapraklarının duaya açık elleri hatırlatması da bir o kadar güzeldir. Keza lale ile hilal ve Allah lafızları arasındaki ortak sayı değerleri artık o kelienin manası haline gelmiş, bu da lalenin Hakk'ın simgesi sayılmasına yol açmıştır.Bu talihli sayıdaşlık onu diğer çiçeklerden ayırır.
Burası bir sahaf dükkanı. Kitabın, kokusundan tanındığı, iki satır arasına yüz yıllık telaşenin sindiği yer. Eskidikçe değeri artan, uzaklaştıkça itibar kazanan nüshaların dünyası..
Eşyanın yaşama dokunmuşluğu onun büyüleyici yanı. Eşya tanıktır çünkü. Siz gidersiniz o kalır. Biten biter, o olduğu gibi devam eder..
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.