Yanaşılması olanaksız gibi görünen bir kayaya doğru kürek çekerken birden farkına vardım ki, ne zaman annemi düşünsem ya da onu düşlesem o her zaman çok kocaman, bense miniciğim.
Oynarken hızımı alamayıp kitap kulelerini yıktığımda nedense bana hiç kızmıyor. Tam tersine, devirdiğim kitaplarını ve paraladığım kâğıtlarını gülümseyerek topluyor. Ne yaparsam yapayım beni çok seviyor. Ben miniciğim ama o çok iri ve uzun boylu. Ara sıra onun arkasından -artık nedense- Uzun İhsan diye konuşuyor ama yüzüne karşı bunu söylemeyip daha saygılı bir dil kullanıyorlar.