9 yaşında...
Daha oyun çağında...
Ailesinden, ülkesinden koparılmış ve İstanbul'a getirilip köle olarak satılmış minik bir kız.
İsmi bile yok.
Öyle ki, ev hizmetlerini görmesi için satıldığı aile tarafından verildiği ismiyle, "Dilber" olarak tanıyoruz bu miniği.
Dilber...
Yaşının verdiği ayrımbilmezlikle kendini diğer çocuklar gibi hür, onlarla eşit hakları olduğu düşündüğü için evin aynı yaştaki küçük kızıyla oyun oynamak ister; ancak bunu gören evin hanımı onu köle olduğunu, ev hizmetlerinden başka hiçbir şeye hakkı olmadığını söyleyip aşağılayarak döver.
Tüm yaşamı boyunca, köle olarak satıldığı diğer evlerde de aynı kötü şeyler yaşayan Dilber, bu yaşadıklarına katlanırken ev işlerini gördüğü bir evin oğlu Celâl'e tutulur. Ya sonrası? ... Sonrasını merak edenlerin kitabı okumasını tavsiye ederim.