Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bağ-ı dehrin hem hazanın hem baharın görmüşüz Biz reşatın da gamın da rüzgarın görmüşüz ANLAMI:Dünya bahçesinin hem son baharını hem ilkbaharını görmüşüz Biz sevincin de gamın da zamanını görmüşüz Bir mısra-ı berceste örneği
Cemal Süreya'dan "bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek."
Reklam
Ve seni düşünürüm, Karanlık, hırslı... Seni, cihanların aziz meyvası. İlan-ı aşk makamından bir mısra, Yeşerip, kımıldar içimde, Düşer aklıma gözlerin... Ahmed Arif
Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek...
Ruhum... Mısra çekiyorum, haberin olsun. Çarşıların en küçük meyhanesi bu, saçları yüzümde kardeş, çocuksu. Derimizin altında o ölüm namussuzu... Ve Ahmedin işi ilk rasgidiyor. İlktir dost elinin hançersizliği... Ağlıyor yeşil.
Kayb, berbat ve sessizim... Sessiz ve dolu:(...) Hınca hınç mısra doluyum.
Reklam
Yusuf bir güzel çocuk, Züleyha bir güzel genç kız. Biri Ken`an`ın Yusuf`u, Mısr`a yazgılı, Biri Mısr`ın Züleyha`sı, Ken`an`da yazgısı.
"Bazılarının sandığı gibi mısralar duyguların değil, yaşanmış deneylerin sonucudur. Tek bir mısra yazmak için birçok şehirleri, insanları ve nesneleri görmüş olmak, hayvanları tanımak, kuşların nasıl uçtuğunu duymak ve sabahları çiçeklerin açılırken “nasıl titrediğini öğrenmek gerekir. Bilinmez yerlerdeki yolları, beklenilmiyen raslamaları ve uzun zamandır yaklaştığını sezdiğimi ayrılışları, esrarı daha aydınlatılmamış olan çocukluk günlerini, size anlıyamadığınız sevindirici bir haber verdikleri zaman kalplerini kırdığınız ana babaları, derin ve tehlikeli değişmelerle garip bir şekilde başlıyan çocukluk hastalıklarını, kapatı odalarda geçen sessiz günleri, deniz kıyılarındaki sabahlamaları, enizin kendisini, denizleri, yükseklerde çağıldıyan ve yıldızlarla uçuşan yolculuk gecelerini yeniden, yeniden yaşamak gerekir: - Bunları bile yaşamak yetmez. Biri ötekine benzemiyen sayısız aşk gecelerini, doğum sancılarıyla kıvranan kadınların çığlıklarını, odalarından bir türlü çıkamıyan süzülmüş loğusaları hatırlamak gerekir. Ama ayrıca ölenlerin yanında bulunmak, pencereleri, açılmış, içine gürültülerin dalga dalga dolduğu odalarda bir ölünün yanı başında oturmuş olmak gerekir. Anıların olması da yetmez. Pek çoksalar onları unutabilmek ve geri dönmelerini bekliyebilmek için büyük bir sabır gerekir. Çünkü mesele anılarda da değildir. Anılar ancak bizde kan haline geldikleri, bakış ve davranış oldukları, adlarını yitirdikleri, kendimizden ayırt edilmedikleri zaman, işte yalnız o zaman, pek seyrek bir anda, bir mısraın ilk kelimesi onların arasından doğuverir."
..//Çay hem ümittir, hem hüzün, hem gurbettir, hem sıla.. Ressam için adı konulmamış bir renktir çay.. Şair için sessiz bir mısra...//
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.