Aztek başkenti Tenochtitlán (bugünkü Mexico), o zamanlar Konstantinopolis dışındaki tüm Avrupa kentlerinden daha büyüktü
Sayfa 66 - Say Yayınları
Yeni meslekler gelişti: Kütüphaneciler, kitap satıcıları, yayıncılar, dizgiciler ve editörler. Dahası, bilginin daha fazla yayılmasıyla üniversite sayısı da arttı; 1300'de yirmi olan üniversite sayısı, 1500'de yaklaşık yetmişe yükseldi.
Sayfa 62 - Say Yayınları
1500 yılına gelindiğinde, Avrupa'da her yıl yaklaşık 35.000 kitap basılıyordu ve yüz yıl sonra bu sayı, 150.000 ila 200.000 arasında bir baskı adedine fırladı
Sayfa 62 - Say Yayınları
Parlamentonun, toprak sahibi soylulardan ve şehirlerin temsilcilerinden oluşan Lortlar Kamarası ve Avam Kamarası olarak iki bölüme ayrılması, III. Edward'ın saltanatı (1327-1377) sırasında gelişti.
Sayfa 55 - Say Yayınları
Ortaçağ Avrupa'sı, büyük kentsel eğitim merkezleriyle böbürleniyordu. Paris (teoloji), Montpellier (tip) ve Bologna (Roma hukuku) büyük üniversite merkezleriydi. Oxford ve Cambridge üniversiteleri 13. yüzyılda kuruldu. Üniversiteler, bugün bildiğimiz anlamda bir varlık ifade etmiyordu. Bu terim, daha çok, bir kentte bir araya gelerek örgütlenmiş öğrencilerden ya da ustalardan oluşan bir kurumu ifade ediyordu. 1500 yılına gelindiğinde, düzinelerce kentte üniversite bulunuyordu.
Sayfa 51 - Say Yayınları
Avrupa, ancak salgın hastalıkların durması ve yıkıcı savaşların olmaması sayesinde, 15. yüzyılın ikinci yarısında toparlanmaya başladı.
Sayfa 46 - Say Yayınları
Yahudiler, 15. yüzyıla kadar Hristiyan nüfustan genelde ayrı yaşamamış olmalarına rağmen, toplumdan hep dışlandılar, 15. yüzyıldan sonra ise sivil ve dinsel otoritelerce ayrı yerlerde yaşamaya zorlandılar. Papalar, Roma'daki Yahudilerin kendilerini tanıtıcı şeyler giymelerini zorunlu tuttular; Venedik, 1516’da ilk Yahudi "getto"sunu kurdu. Belirli mesleklere girmeleri yasak olan Yahudilerin birçoğu, biraz huzur içinde yaşayabilecekleri kasabalar bulmak için oradan oraya dolaşmak zorunda kaldı.
Sayfa 43 - Say Yayınları
14. yüzyıl ortalarındaki Kara Ölüm de Batı Avrupa'da nüfusun üçte birisi ila yarısını yok ederek, feodalizmin ölüm çanının çalınmasına yardımcı oldu
Sayfa 39 - Say Yayınları
1500 yılında Avrupa, irili ufaklı 1500 kadar devletten oluşan bir labirentti.
Sayfa 31 - Say Yayınları
15. yüzyıl ortasında matbaa makinesinin icadı, ilk önce dinsel yaşamda hissedilen bir kültürel devrim yarattı, Kutsal Kitap ve diğer dinsel metinler artık okunmak, tartışılmak ve irdelenmek üzere geniş kitlelere ulaşabiliyordu.
Sayfa 33 - Say Yayınları
İlkel Demokrasi
Kleisthenes Atina'sı kimilerince modern demokrasinin beşiği olarak kabul edilir. Ancak bu demokraside sadece özgür ve yetişkin erkeklerin vatandaş olma hakkı vardı. Kadınlara, göçmenlere ve kölelere bu hak tanınmamıştı. Dolayısıyla siyaseten aktif insan sayısı nüfusun yüzde on-on beşi kadardı.
Sayfa 24 - Kronik KitapKitabı okudu
Pax Ottomana’dır. Osmanlı barışıdır, bir nizamdır bu... Bu yıkıldığı an, bunun yerine maalesef yenisi gelememiştir. Batı Avrupa’daki referanslarla modern millet teşkilâtı kurulamamıştır ve onun için Balkanlar’da ve Kafkaslar’da daha çok kavgalar olacak, o kavgaların içine de Türkler daha çok karışacaktır; karışmamak mümkün değildir ve bu safhadan geçilecektir.
Sayfa 159 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Modern Çağ, şehir çağıydı. "Burjuva" kelimesi hemen hemen her Avrupa dilinde "şehir" (City) kelimesi ile (ve yanlış bir şekilde) aslında bireyin bir şehirle değil, devletle ilişkisini belirleyen ve bu kelimenin türevi olan "citizen" (vatandaş) kelimesi ile ilişkilendirildi.
Sayfa 27 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Özellikle Batı Avrupa'da ve İngilizce konuşan ülkelerde burjuvanın varlığı yalnızca sosyolojik bir hadise (veya burjuva varlığını sürdüren aristokrasiyi taklit ettiği ve onlara karıştığı için basit bir hadise) değildi. Tutum ve düşüncelerin göze çarpan biçimiyle damgasını vurmuştu. Yalnızca anayasal yönetim ve eşitliği özgürlükle dengeleme girişimlerinde değil, aynı zamanda geçmiş beş asrın büyük akılları ve en büyük sanat eserlerinin burjuva kökenli ve burjuvaziye mensup insanların ürünleri olması bağlamındaki başarılarının da hakkını teslim etmemiz gerekir.
Sayfa 23 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu