Şermin yaşar sürekli kitap yazsın ben hep okuyayım ya. Bu kitap içime taş gibi oturdu. Atamıyorum içimden. Sanki karakterler ailemden birleri gibiydi. Bu kadar mı Anadolu bu kadar mı insan bu kadar mı gerçek bu kadar mı içten olur demeyin. Şermin Yaşar okuyun. Öyküleri de böyle . Hep bizden hep içten
İyiki ertelememiş ve okumuşum. Çok popüler olduğu için içimde ön yargı vardı ama okuyunca neden bu kadar sevilmiş daha iyi anladım. Kitapların içeriğini yazmayı spoiler vermek açısından yazmıyorum ama bu kitapla ilgili okuyan biriyle saatlerce sohbet edebilirim. Daniel Keyes milyarlarca kitap yazsa ve ben hepsini okusam keşke. Billy Milligan da olduğu gibi isteklerimi ve merakımı karşılayan bir kitaptı
Yine bir Murakami harikası diyebilirim. İçinde yedi tane bambaşka öykü bulunuyor. Her öyküden uzun uzun kitap yazılabilir. Benim kafamda hepsiyle ilgili soru işaretleri kaldı. Ucunu çok açık bırakmış öykülerin kafanızda milyon tane soruyla başabaş bırakmış. Sanki düşün kafa yor elinden bıraksan da beyninden bırakama der gibi bir eser. Gerçi hayat da böyle değil mi? Milyonlarca soru işareti ve milyonlarca söylenmemiş sözcük bırakmıyor mu aklımızda? Hayat gibi bir eser öyle diyebilirim.
Billy Milligan tecavüz suçlamasıyla hapse atılır ve sonra doktorların incelemesiyle kişilik bölünmesi yaşadığı anlaşılır. Bir bedende 24 farklı kişiliği barındırır. Kapak arkası yazılarından böyle bahsedebiliriz. Kitabın incelemesine gelecek olursak: bir çocuğun hayatının ne kadar zor olabileceğini bu hayatla başa çıkabilmek için neler yapabileceğini anlatan bir kitap. Kitabın baş karakterinin yaşadıkları zihin karmaşası karanlıkları boşlukları yaşam mücadelesi bütün bunlar öyle derinden sarsıyor ki elinizden bırakmak istemiyorsunuz. Kitap bittiği zaman ben kendime şöyle dedim vay be insan yaşamak için ne mücadeleler veriyor. Savaşmak böyle bir şey olsa gerek. Bu kitabı okurken öyle altını çizceğiniz cafcaflı kelimeler yok bilakis bir zihin karmaşası zaman çatışması kişilik çatışması ve büyük bir savaş göreceksiniz. Siz okurken kim haklı bulursunuz bilemiyorum ama ben hiçbir çocuğun Billy’nin yaşadıklarını hak ettiğini hak edeceğini hak edebileceğini asla düşünmüyorum. Bütün çocukları sağlıklı, güvenli ve mutlu olabilmesi dileğiyle keyifli okumalar.
Bu kitabı okurken bambaşka bir dünyaya gidiyor insan. Yazarın dili, üslubu, betimlemeleri iyi bir yemeğin üzerine yenilen iyi bir tatlı tadında. İyiki ertelememiş okumuşum. En kısa zamanda diğer eserlerini de alıp okumak niyetiyle
Yazar Nagasaki’ye atılan atom bombasının patlamadan önceki halinden başlayarak etkilerine kadar anlatmış. Otobiyografi gibi bir kitap çünkü yazarımız gerçekten o esnada oradaymış ve olayı yaşamış. Kendisi zaten Radyoloji uzmanı olarak görev yaparken yaşanmış olay. Kitabı okurken iliklerinize kadar hissediyorsunuz atom bombasının yıkımını. Ben okurken şu soru takıldı kafama Hiroşimaya iki gün önce bomba atılıyor ama doktorumuz yazarken ilk defa atıldığını söylüyor acaba haber onlara ulaşmamış olabilir mi? Bir de kitabın sonunda hakedilmiş bir durum olduğunu söylüyor ve ölenlerin iyi insanlar olduğunu kalanların ise onlar kadar şanslı olmadığını söylüyor. Ben içinde öfke kin beklerken yazarımız hiç öfke duymuyor. Sonradan kendi hayatını okuduğumda nükleer enerji taraftarı olduğunu öğrendim. Nükleer enerjiyi bu denli yakından yaşayıp etkilerini gördüğü halde fikrini değiştirmemiş tuhaf ve sinir bozucu geldi bana. İkinci dünya savaşı, atom bombası vs ilginiz varsa okumanızı tavsiye ederim. Lakin ben okurken ilk okulda lisede öğretmenlerimin Japonların Nagasaki ve Hiroşimayı genç nesillere geçmişten ders amaçlı gösterdiğini dinleyerek büyüdüm. Nesini örnek veriyorlar anlamadım. Bize bomba attılar ve biz korktuk koşulsuz teslim olduk mu diyorlar acaba? Açıkçası bir kere daha şanlı tarihimle gurur duydum ve öğretmenlerimin bilmeden karşılaştırma yapmalarına içerledim. Şayet bizler Sevr dayatmasına boyun eğmeyip aç bilaç savaşan ataların torunlarıyız.
Ahh Şermin abla ahh. Yine o kadar içimizden o kadar bizi anlatan öyküler yazmışsın ki okumaya doyamadım. Kitabımız kısa öykülerden oluşuyor, her öyküde kafanızı alıp bambaşka yerlere götürüyor.
Kalk Yerine YatŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20214,083 okunma
Merak edenlere okumak isteyenlere keyifli okumalar dilerim. Pek de keyif bir kitap olmasa da okuması çok akıcıydı. Kitabı bir okur olarak inceleyecek olursam çok farklı konulara değinmiş pedofili, homoseksüellik vs. Kitapta psikolojiniz in kaldıramayacağı yerler o kadar çok ki… Ben okurken bazen keşke başlamasaydım dediğim de oldu ama iyi ki okudum. Çünkü şahsen dünyada öyle şeylerin olduğuna inanıyorum ne yazık ki. Okurken bütün bunlar kurgu gerçek değil desem de aklımın bir köşesi hep ama yaşanmış ya da yaşanıyor olabilir dedi. Güzel akıcı bir kitaptı her okuduğum her sayfada bir sonraki sayfayı merak ettim ama 500 hadi diyelim 600. sayfadan sonrasını gereksiz uzatmış. Okumak isteyenler bunu bilerek başlasınlar bence. 
Hüseyin Rahmi Gürpınar dan okuduğum ilk eser. Kitap sadeleştirilip günümüz Türkçesine uyarlanmış arı ve duru bir basımdı. Eseri ilk elime aldığım andan başlayarak merakla bitirmeye uğraştım ve sonunda umduğumu da buldum. Dönemine göre ne kadar ileri görüşlü bir kitap olduğunu okudukça fark ediyor insan. Bir solukta okunacak bir kitap olduğu gibi son derece de sempatik. Okura tavsiye eder miyim kesinlikle okumak gerekir diye düşünüyorum. Başka eserlerini de okumak üzere kitaplığımın raflarındaki yerine bırakıyorum.
CadıHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023984 okunma
Bir arkadaş tavsiyesi üzerine aldım ve okumaya başladım. Kalınlığı sizi aldatmasın içinde aşk, entrika, savaş, ihanet, dostluk ve daha sayamayacağım herşey var. Etkileyici, sürükleyici bir kitap. İlk sayfadan olurun nabzını tutmayı başarıyor. Ortaçağı keşmekeşini tüm çıplaklığıyla önünüze seriyor. Kesinlikle tavsiye ediyorum. Okuyun okutun okumalısınız.
Deniz KatedraliIldefonso Falcones · Pegasus Yayınları · 2009188 okunma
Bu ülkede bazı kitaplar hakettiği değeri görmüyor maalesef. Bu kitapta onlardan biri diye düşünüyorum. Anlatımı dili arı duru bir kitaptı. Okunmalı mı derseniz bence çerez niyetine okunabilir
KarnavalYavuz Selim Senemoğlu · Fotoğrafevi Yayınları · 20197 okunma
Okurken inanılmaz keyif aldım. İsimler, olaylar sıradışılıklarla dolu bir bombardıman. Hiçbir şey hiçbir kişi boşa kaşeme alınmamış. Doğrusu kitabı ilk elime aldığımda bu performansı beklemiyordum.
Korkma Ben VarımMurat Menteş · Alfa Yayınları · 20208,2bin okunma
Konusu ve içindeki sohbetler son derece güzel. Her kadının ve erkeğin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Neden mi? Kadınların da kadınları ezdiği bu dünyada erkeklerin de kadınları toz bulutu gibi savurmamaları gerektiğini, onların duygularını ve ihtiyaçlarını anlamaları gerektiğini öğrenmeleri gerek. Sevgiye be ilgiye kadında erkek de çocuk da muhtaçtır.
Eline kalem alan herkes kitap yazıp birde bunu bastırıp ortaya yazarım diye düşmesin. Bir kere kitapta duygu adına bir şey, sizi geliştirecek bir taraf bulamazsınız. “Mamafih” gibi eski kelimeler kullanılarak yazdığınız kitap güzelleşmez eğer anlattığınız duygu konuyu kelimelerinizle veremiyorsanız. İki üç tane afilli cümle kurunca kitap güzel olmuyor keza kitaplar Twitter ya da Facebook ya da İnstagram değildir. Betimleme yok, saçma sapan duyar kasma, banal bir zengin kız fakir oğlan öyküsü. Sonunda bir ölüm koyalım da duygu yoğunluğu okutsun diye mi düşünmüş bilmiyorum ama orada da bişey hissedemedim. Harcadığım vakte acıyarak bitirdiğim bir karalama… Tavsiye listemde değil
İlkokul çocuklarının okumasını şiddetle tavsiye edebileceğim öğretici ve keyifli bir kitap. Ben sayfaların arasında dolaşırken hem çok keyif aldım hem de çok özel bilgiler öğrendim diyebilirim. Bir nokta nefes almanın hikayesi…
