Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Adem

Adem
@monet
9 okur puanı
Aralık 2018 tarihinde katıldı
458 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
bu kitapta yazarın ustalığı bence en çok, vermeyi amaçladığı mesajı verirken, anlatımında tarafsız kalabilmiş olmasında ortaya çıkmıştır. birbiriyle taban tabana zıt çok sayıda karaktere, okuruna tarifsiz bir gerçeklik hissi yaşatarak hayat vermeyi başarmıştır bana göre halide edip.
Sinekli Bakkal
Sinekli BakkalHalide Edib Adıvar · Özgür Yayınları · 200418,5bin okunma
Reklam
458 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Sinekli Bakkal
Sinekli BakkalHalide Edib Adıvar
8.2/10 · 18,5bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
242 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
yaşar kemal'in hikayelerden oluşan bu güzel eseri bende derin izler bırakti. anlatimindaki insani icine ceken samimiyet ve hikayelerin can yakici seviyedeki gercekciligi muhtesemdi.
Sarı Sıcak
Sarı SıcakYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20234,973 okunma
136 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
kitabın sonunda rifat ilgaz in sait faikle olan bir anisini paylastigi yazisi cok guzeldi. tuhaf duygular uyandirdi. turk edebiyatinin cok sayida usta isminin, yasarken degil de, daha ziyade olumlerinden sonra gercek manada markalastiklarini, hatta hak ettikleri degeri gormek bir yana hayatlari boyunca ciddi gecim sikintisi filan cekmis olduklarini gorunce sasirmadan edemiyorum. benzer orneklerle dunya edebiyatinin buyuk isimleri arasinda da rahatlikla karsilasilabiliyor biliyorum ama yine de normal goremiyorum bu durumu. bunun disinda kitap guzeldi. sait faik'in kendine has uslubunu sevenler icin bir solukta okunabilecek nitelikte oldugunu soyleyebilirim. yazarin, hikayeler arasinda bir orgu kurgulamis olmasi da ayrica hosuma gitti.
Havada Bulut
Havada BulutSait Faik Abasıyanık · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20192,905 okunma
Reklam
tabiat; çoğunca dosttur. düşman gibi gözüktüğü zaman bile insanoğluna kudretini ve kuvvetini tecrübe imkanları veren, yüz vermez bir babadır; fırtınasında kayığını batırdığı zaman yüzmesini, rüzgarında kulübenin damını uçurduğu zaman daha sağlamı, daha hünerliyi bulmayı öğretiyor... sıkı ve sağlam adelelerin çelimsizlere yardım için; keskin aklın daha kör, daha mülayim, daha gürültüsüz ve yavaş akla, hatta akılsıza arkadaşlık için verildiğini; çorbanın çorbasızlara taksim edilmek için mis gibi koktuğunu öğreten, belki de öğretmeden öyle iyi, öyle mübarek anadan doğulduğunu hayal ettiren bir düşünce ile haritalardaki maviliğin ortasında, kocaman kıtaların kenarındaki büyük denizlerin bir tarafına kondurulmuş adalara bakar, kurar dururdum.
283 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
--- `spoiler` --- haydar ustanın kılıcını yanına alıp binbir umutla önce adanaya sonra ankaraya gidişi ve buralarda başına gelen olayların büyük usta yaşar kemal tarafından efsanevi bir üslupla anlatılması beni derinden etkiledi. ankarada karşısına çıkan adamın haydar ustayı hak ettiği şekilde ağırlaması, gereken saygıyı ve ilgiyi ailesiyle ve tüm komşularıyla birlikte kendisine göstermesi, buna karşın yardım istemek maksadıyla konuştuğu ismet paşa dahil hiçbir güçlü ve nüfuzlu kişinin haydar ustaya da kılıcına da itibar etmemesi çarpıcıydı. keremin çocuk aklıyla ve tüm masumiyetiyle obanın başına gelenlerden kendini sorumlu tutması, şahini hakkında duyduğu heyecan ve yaşadığı tarifsiz duygular... bütün bunların yine büyük bir ustalıkla anlatılıyor oluşu tek başına yetebilir yaşar kemal in nasıl da eşsiz bir yazar olduğunu idrak etmeye. halilden, cerenden, yörüklüğün nasıl da hazin şekilde sona erdiği gerçeğinin okuyucunun yüzüne tokat gibi vuruluyor oluşundan bahsetmedim bile... --- `spoiler` ---
Binboğalar Efsanesi
Binboğalar EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20204,934 okunma
182 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
yaşar kemal okumayı çok severim. bu nedenle bu kitaba başlarken, beklentimi yüksek tutmaktan kendimi alıkoyamadım. giriş kısmında yer alan yaşar kemal e ait açıklamayı okuyunca biraz şaşırdım. kitabin final bölümünü kendisinin yazmadığını, bu bölümde aslına tamamen sadık kalarak albay rüştü kobaşın anılarına yer verdiğini öğrendim. ancak kitabı
Çakırcalı Efe
Çakırcalı EfeYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20125,2bin okunma
"bir bakıyordun, hepsi ayrı bir havada gözüken o kalabalık, hep birlikte bir müzikli sigara kutusu merakına kapılıyor, derken japonyadan gelen, küçük parmağım büyüklüğündeki dolmakalemleri kapış kapış kapışıyorlar, ertesi ay ise hepsini unutup tabanca biçimindeki çakmaklardan öyle bir almaya başlıyorlardı ki, alaaddin yetiştiremiyordu. sonra, bir plastik ağızlık modası başlıyor, bütün millet içtiği sigaranın iğrenç ziftini sapık bir bilim adamı zevkiyle seyrederek altı ay saydam ağızlık kullanıyor, derken; onu bırakıp sağcısı solcusu, dinsizi dindarı alaaddinden boy boy, renk renk tespih alıp her yerde çekmeye başlıyor, bu fırtına dinip alaaddin elinde kalan tespihleri teslim edemeden, bir rüya modası çıkıyor, herkes rüyaları yorumlayan küçük kitapçığı alabilmek için kapıda kuyruk oluyordu. bir amerikan filmi gelir, bütün gençler kara gözlük alırdı, bir gazete haberi çıkar bütün kadınlar dudak kremi, bütün erkekler imamlara yakışır takkelerden isterdi, ama çoğu zaman, istekler hiç anlaşılmayan bir şekilde bir veba gibi yayılırdı. niye binlerce, onbinlerce kişi aynı anda radyolarının, kaloriferlerinin üstüne, arabalarının arka camının önüne, odalarına, iş masalarına, tezgahlarına o tahta yelkenlileri yerleştirmeye başlamıştı? anne çocuk, kadın erkek, ihtiyar genç herkesin hep aynı resmi, gözünden kocaman bir damla yaş akan mahsun ve avrupalı suratlı çocuk resmini anlaşılmaz bir istekle alıp duvarlara, kapılara asmasını nasıl anlamak gerekiyordu?"
476 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
orhan pamuk'a ait, postmodern türk edebiyatının çok fazla tartışılmış bu romanı hakkında söylenecek çok şey var. aynı anda hem çok beğenilmiş hem de çok eleştirilmiş bir kitap var sonuçta karşımızda. isteyen istediği kadar eleştirir, isteyen okur, isteyen de okumaz. buna bir diyeceğim elbette ki yok. ancak benim anlayamadığım, neden bazı okurlar,
Kara Kitap
Kara KitapOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20229bin okunma
Reklam
sinemadan çıkan kalabalığın yüzünde, bir hikayeye gırtlaklarına kadar gömülebildikleri için kendi mutsuzluklarını unutan insanların huzuru vardı.
kendim olmalıyım, diye tekrarlıyordum, onlara hiç aldırmadan, onların seslerine, kokularına, isteklerine, sevgilerine ve nefretlerine aldırmadan kendim olmalıyım ben, kendim olmalıyım, diye tekrarlıyordum, sehpanın üzerinde memnun duran ayaklarıma ve tavana üflediğim sigara dumanına bakarak; çünkü kendim olmazsam onların olmamı istedikleri biri
cinayet, bütün ayrıntıları ve törenleriyle, başkalarından, yani efsanelerden, hikayelerden, anılardan, gazetelerden, kısaca, edebiyattan öğrenilen bir iştir. en saf cinayet bile, mesela kıskançlık yüzünden yanlışlıkla işlenmiş bir cinayet bile, farkına varılmadan yapılmış bir taklittir, edebiyatı taklit.
birazdan, birazdan uyuyacak, karanlığın içinde hepsini, hepsini unutacaksınız. hepsini unutacaksınız: sizden üstün olanların acımasız gücünü, söylenmiş o düşüncesizce sözleri, budalalıkları, yetiştiremediğiniz işleri, anlayışsızlığı, ihaneti, haksızlığı, aldırışsızlığı, sizi suçlayanları ve suçlayacak olanları, parasızlığınızı, hızla geçen zamanı, hiç geçmeyen zamanı, kavuşamadıklarınızı, yalnızlığınızı, utancınızı, yenilgilerinizi, zavallılığınızı, acıklı halinizi, felakatleri, felaketlerin hepsini, hepsini birazdan unutacaksınız. unutacağınız için memnunsunuz. bekliyorsunuz.
düşündünüz mü? hepsi tuhaf bir şekilde birbirlerine benzemiyor mu bu yüzlerin? bu kişileri tıpkı derinden derine birbirlerine bağlayan o görünmez bağ gibi, yüzlerini de birbirine benzeten bir şey yok mu sizce? sessizlerin, anlatmayı bilmeyenlerin, kendini dinletemeyenlerin, önemli gözükmeyenlerin, dilsizlerin, o iyi cevabı hep olaydan sonra evde düşünenlerin, insanların hikayelerini merak etmediği o kişilerin yüzleri diğerlerinden daha anlamlı, daha dolu değil mi? sanki anlatamadıkları hikayelerin harfleriyle kaynaşıyor bu yüzler, sanki sessizliğin, ezikliğin, hatta yenilginin işaretleri var onlarda. kendi yüzünüzü de düşünmüştünüz değil mi bu yüzlerin içinde? ne kadar kalabalığız hepimiz, ne kadar acıklıyız hepimiz; ne kadar çaresiziz çoğumuz!
%29 (144/496)
Dünün Dünyası
Dünün DünyasıStefan Zweig
8.9/10 · 2.098 okunma
Reklam
Adem
1000Kitap'a katıldı.