Küçük çocukken kuyuya düşme tehlikesi geçirmiştim. Büyüyünce de "sonsuzluk" sözcüğünün içine düşme tehlikesiyle karşılaştım ve birkaç başka sözcüğün içine daha: "Aşk", "umut", "anayurt" ve "Tanrı". Her yıl kurtulup ilerlediğimi sanıyordum. İlerlemiyor, yalnızca sözcük değiştiriyor ve buna "kurtuluş" diyordum.