Tel solukta okuyacağınız bir kitap. Yazarın kalemini de fazlası ile beğendim. Özellikle Vitamin’in yazılarındaki o derin uslûp, hoşuma gitti. Olayın aslında böyle değişeceğini, bu denli çığrından çıkacağını asla tahmin etmiyorsunuz. Kimi yerde Morfin’e koca bir ağız dolusu hakaret etmek isterken, kimi yerde mutluluktan ağlayasınız geliyor. Son zamanlarda ki; ana konu olarak ‘aşk’ı ele alan, badboylarla dolu bir kitap değil. Aksine iki yakın arkadaşın hayatını anlatıyor. Maceraları, bazı yerlerde olan şeyler, insanı sürüklüyor. Mesela artık soğan doğramayı seviyor insan. Yeni bi depresyon çeşidi öğreniyorsun .d Ya da aklına senaryo gelmediği zaman, amuda kalkmayı denemeye karar kılıyorsun. Karakterlerin hepsi birbirinden eğlenceli. Absürt neredeyse hiç sahne yok. Safi dostluk hakkında bir kurgu. Ve bazı sahneler o kadar hoşuna gidiyor ki, kendini KKT üyesi hissediyor insan...
‘Yıllar önce yetimhanenin birinde iki tane kundak bulundu. Birinin içinde supradayn şişesi, birinde ise bir tüp morfin. Lakap olarak, dalga amaçlı kullanılan ‘morfin’ ve ‘vitamin’ isimleri ise onlara artık hayatları boyunca eşlik edecekti. Bazı nedenlerden dolayı yurttan, reşit olmadan kaçmaları gerektikten sonra İzmir’de sakin bir hayatları vardır. Taaa ki, Umutsuz Amatörler Atölyesi’nin ilanını görene kadar! İşler o denli karışmaya başlar ki; artık İzmir’deki eski hayatlarına büyük bi özlem duyarlar...’
"Kaplumbağa olmak istiyorum," diye yavaşça okudu.
"Gülme," dedim güleceğini hissederek. O da gülmedi.
"Neden kaplumbağa olmak istiyorsun?"
"Çünkü... çünkü kaplumbağalar giderken evini de yanına götürür."
"Bir keresinde çıplak bir kaplumbağa görmüştüm."
"Ben de. Ama ölmüştü."
Galaksiye has olayları insanın iç yüzünün bir metaforu haline getirerek ve Stephen Hawking'in Zamanın Kısa Tarihi kitabındaki bir fikirden esinlenerek meydana gelmiş eşsiz eser.
Ağlanacak halimize güldürmesi yönüyle bir absürt komedi diye nitelenebilecekken, parmak uçlarını sızlatacak derecede hüznü yaşatmasıyla da bir tür dram diyebiliriz. Ya da kısacası, insan hali; hüzün ve neşe peş peşe.
Kitapları kurtarmak fikrini esas alarak kurulan hikayede günümüz yazın anlayışına haklı eleştiriler getiren kitap, sağlam fikirler üzerine bina edildiğini her sayfasında bize ispatlıyordu.
Vitamin ve Morfin ve 'bizimkiler' diye niteyeleceğim diğer tüm karakterlerin içten gelen, süssüz, samimi ve esasında derin diyalogları, kitap boyunca yakın bir dostla konuşurmuş hissi veriyordu. Öyle ki, bu kitaptan sonra bir kararsızlıkla boğuştuğumda, bu karakterlerin neredeyse bana seslendiğini duyacak kadar benimsemiştim onları. Kendilerine has üslupları ile bana yol gösterdiler çoğu zaman.
Günümüz yazın anlayışının bir sonucu olarak oluşan yığında, bu kitabı elinize alıp, bırakmadan kitapçıdan çıkmanızı dilerim.
Gerçek şu ki bunca zaman onu tanıdığımı zannetmeme rağmen aslında tanımadığımı yeni fark ediyordum. Daha da kötü olan, onun beni tanımasına izin vermiştim.