gerçekten de akhilleus’u tanımayacağımı mı zannetmişti? onu yalnızca dokunarak, yalnızca koklayarak bile tanırdım; kör olsam bile nefeslerinden, ayaklarının yere vuruşundan tanırdım. ölmüş olsam bile, dünyanın sonu gelmiş olsa bile tanırdım onu.
herhangi bir erkekten nefret etmeme gerek yok çünkü beni incitemez. herhangi bir erkeği pohpohlamama gerek yok çünkü bana verecek bir şeyi yok. böylece insan ırkının diğer yarısına karşı farkında olmadan yeni bir tavır takındığımı hissettim.
ayna imgesi fevkalade önemli çünkü yaşama sevincini artırıyor, sinir sistemini uyarıyor. onu elinden aldığınız zaman erkek, kokainsiz kalmış bir uyuşturucu müptelası gibi ölüp gidebilir.
insan yaşamının mutlak en önemli olgusu sevilen bir insanı özlemek, istemek. onun yanındayken de özlemek, istemek. oysa yaşam genellikle insanın bir başına kalması.
öfkelendiğimde her şeyi yapabilecekmişim gibi geliyor bana. çok vahşileşiyorum, herkesi incitebilir ve bundan da keyif alabilirim. korkarım bir gün çok kötü bir şey yaparak hayatımı mahvedeceğim ve herkes benden nefret edecek.