Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
limonlu dondurma
İşte böyle kuzum, anlayacağın şu ömrümde pek çok şeye göğüs gerdim. Hani diyor ya Ahmet Arif; aç kaldım, susuz kaldım. Parasız kaldım. Annem, babam, seninle de tanıştırdığım küçük kız kardeşim, üniversite arkadaşlarım, bir masada gülüp eğlendiklerim; benim de figüranlığını yaptığım, kimi zaman ana karakterlerinden olduğum onlarca güzel insanın
Seni unuttum, Gittim en yakın bir marketten tablorene aldım. Normalde sevmem çikolata, ama almak istedim işte. İçinden badem çıktı, çok değişik bir tadı var, herkese öneririm 2 lira sudan ucuz. Su demişken, bu ay gene çok geldi su faturası. Hayır anlamıyorum, sanki seracılık yapıyoruz. Her ay 63 lira da ödenmez ki. İçim yandı içim. Yandı demişken,
Reklam
Politik Yorumlar
_Türk olarak arabistan'a gidiyorsun. İnsanlar seni Türkçe selamlıyor; camilerden her gün Türkçe dualar yükseliyor; senin toprağını kutsal kabul edip senin gibi giyinmeye, düşünmeye ve konuşmaya çalışıyorlar. Yerde Türkçe bir yazı, örneğin Türk malı bir çikolatanın ambalajını görünce öpüp yerden alıyorlar. Okullarında senin tarihin,
Mu-az-zam...
O esrarlı yangına bu can nasıl dayandı? Sahile vurdu kalbim,su yandı,kum da yandı. Bir mum gibi eriyip aktı uykusuzluğum, Ölüme başkaldıran dertli uykum da yandı. … İlk defa böylesine tutuştu gökkuşağı. Renklerim siyah oldu ve siyahım da yandı. O'ndan başka ne varsa yandı, Yandık sen ve ben. O'nu göreyim diye,kıblegâhım da yandı.
Nurullah Genç
Nurullah Genç
Bu çağın insanının zihin gözüyle resmettiği, ecnebilerin deyişiyle mind's eye'da imajlaştırılan melek ve iblisler, yaklaşık iki yüz yıl evvel Frenk ülkesinde yaşamış, mu-az-zam bir sanatkar olan Gustave Dore'un işleri hep. Dore'un elinden çıkanları bizzat görmediyseniz dahi, birileri gördü ve elleriyle zihinlerini onun çalışmalarıyla esinlediler. Dolayısıyla gördüklerinizin perde arkasında Dore'un eli var. "Dore incili"ne bakılabilir. Aydınlık çehreli, ince belli geniş omuzlu, kaslı, togalı, asil bir çehreye sahip, savaşçı melekler (Greko-Romen'e öykünüş)... Yine yakışıklı bir insanın çehresine sahip fakat boynuz eklemeli ve yarasa kanatlı iblisler... Bizim tarafta, özellikle İslam esintili resim sanatında yani minyatürlerde insanın usunu zorlayan fantastiklikte tasvirler var. Rengârenkler. İblisler (daha doğrusu cinler) genellikle antropomorftan uzak. Bir vatandaş vardı, ne yapsam etsem adını hatırlayamıyorum. Çağrışımlarıyla aramalar yapıyorum internetlerde, tık yok. Galiba ilk ya da ikinci, üçüncü nesil Enderun ahalisindendi. Devşirme ya da öksüz olabilir, olmayabilir de. Beni hayretler içerisinde bırakan bir Cebrail (yanılıyor olabilirim, belki herhangi bir melekti) tasvirini görmüştüm. Kimdi o? Kendine ait divanı da vardı galiba. Bulana, bilene, bildirene 100-200 bandındaki istediği bir kitabı hediye edeceğim. Söz.
Bir zam yağmuru var, aklın aldığı almadığı her şeye zam, bu yağmurun türü de ancak "ahmak ıslatan" olabilir. Gerçi halk ince ince yağan yağmurlara bunu der fakat sağanak halinde yağan bu zamlara da "ahmak ıslatan" demek mümkün. Bu sağanağı biz ahmaklara kim hediye etti? Biri İslamcı geçinip dinin altını oyan diğeri milliyetçi geçinip milletin kökünü kurutup demografisine kast eden iki parti. Hz. Ömer'e üstündeki hırkanın hesabını soran İslami anlayıştan, makam arabalarında danışmanlarının kokain partisi verdiği bir sözde İslamcılığa savruluş nasıl izah olunur? Yahut tâ Orhun Kitabelerinde "Az milleti çok ettim. Yoksul milleti zengin kıldım" diyen Kağanın sözlerini MHPnin Genel Merkezinin girişine koyup asla okumayan ve anlamayan sözde milliyetçilerin Türklüğü ve Türkleri bu denli hakir etmelerine ne buyurulur? Allah insanı iddiasından vururmuş, vuruldular, can çekişiyorlar fakat onlara can suyu verenler yine ezdikleri bu mazlum millet oluyor. Çok tuhaf... Çok tuhaf... Bu hastalık mı bağımlılık mı? Stockholm sendromu mu mazoşizm mi, Allah aşkına nedir bu?
54 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.