Bazen konuşmak istersin, içinden geleni söylemek istersin. Sadece istemekle kalırsın çünkü söylemek istediğin kelimeler bir bir dizilir iki dudağının arasına ama söyleyemezsin, tek bir kelime bile edemezsin. Bir yumru oturur boğazına, düğümlenir orda söylemek istediğin cümleler. Gözlerin parıldar ama mutluluktan değil, göz yaşlarından parıldar. Gözlerin dolar, ağlamak istersin ama onu da yapamazsın. Konuşsan ağlarsın, o yüzden konuşmamayı seçersin... Her zaman ki gibi içine atarsın her şeyi...🍂
Böyle bağıra çağıra ağlamak istiyorum...
Kimse nedenini sormadan , soru sormadan , sessizliğimden anlayıp yanımda olsun , sarılsın ve ben beynimin içindeki o düşünceler ; pranga şeklindeki kilidinden , gözyaşlarım gibi akıp gitsinler istiyorum...
Yaşamak istiyorum ama düşüncelerimle değil .
Hayallerimi gerçekleştiremeden ölmek istemiyorum ama yaşamak çok da zor ... Bu düşüncelerde sıkışıp kaldım kurtulmayı iple çekiyorum, mutluluktan kurtuldum diye bağırıp gözyaşlarımla son kez o düşünceleri akıtıp bitirmek istiyorum
''Bir ikilidir ağlamak ve gülmek. Ağlamak, sanılanın aksine çaresizlik, zayıflık, güçsüzlük demek değildir bence. Gariptir belki... Ama ben ne zaman ağlayan birini görsem için gerçekten acısa dahi bir miktar da sevinirim. Çünkü üzülmeyi becerebilen bir kişi, sevmeyi de bir o kadar iyi becerebilir. Çünkü ağlayabilen bir insan gülmenin o mükemmel kıymetini belki de daha iyi anlayabilir. Bilirim ki ağlayan bir kişinin kalbi henüz nasır tutmamıştır. Yüreği katılaşmamış, duyguları bitmemiştir. Hani derler ya 'Kalp ağlamazsa gözyaşı da akmaz...' İşte böyle bir şey... Sevindiğinizde, mutluluktan uçacak olduğunuzda nasıl kahkahalar atarsınız ya! Üzüldüğünüzde de dökülen gözyaşları bir o kadar değerlidir.''
İnsan bazen ağlamaya öyle çok ihtiyaç duyuyor ki ağladığı an dakikalarca nefessiz kalmış da bir anda nefesine kavuşmuş gibi hissediyor. Gözyaşlarını tutmak, ağlamanı bile durdurmaya çalışmak çok büyük çaresizlik. Hayat yeri geldiğinde kocaman bir hapishaneye dönüşüyor ve hepimiz tutsak düşüyoruz . Oysa özgürleşmek zorundayız. Yeri geldiğinde bağıra çağıra ağlamak, yeri geldiğinde kahkahalarla gülmek, her duyguyu sonuna kadar yaşamak ve en sonunda acının üzerine mutluluktan bir merdiven inşa edip basamak basamak çıkıp yükselmek zor zorundayız.
Tiyatroda ağlamak gülmenin bir diğer çeşididir. Zaten fizyoloji bakımından gülmekle ağlamanın bazı durumlarda farkı yok gibidir. İkisi de sinir zayıflığından ileri gelir...
Yaşamak istiyorum;
Geçen gün çocukluğuma rastladım
Bir çocuk parkında gün ışığında
Çocukların arasından bana el sallıyordu,
Biraz gülümse diyordu,gülümse
Vallahi değmez bu dünyada üzülmeye