Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"fakat müzeyyen bu derin bi tutku inancım bu benim ama belli ki tek taraflı tutku eksiğin bu senin yalnızca hislerden ibaret benim bütün bildiğim lakin bilinmeyen ithal bi duygu sen bunu bi düşün derim" • haymatlos | müzeyyen
Reklam
59 syf.
·
Puan vermedi
"Filmini daha çok sevdim, favorimdir! Kitap öykü gibi aslında ama küçük bi roman. Gözlem gücünü özgün yorumu ile birleştiren yazar farklı, biraz karamsar, melankolik duygular yaşatan bir roman sunmuş bizlere. Bizede okumak düştü!
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutkuİlhami Algör · İletişim Yayıncılık · 201429,1bin okunma
59 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Çıt...
Fakat Müzeyyen ben şimdi sizi nasıl anlatayım? Bu kitabı da 1000K paylaşımlarından görüp okuyacaklarım arasından ön sıraya alarak okudum... Kitabı okurken kendimi eski yeşilçam filmi izliyormuş gibi hissettim. Ki zaten yazarın işi kitapta filmlerle ilgili, film montajcısı. Kitapta bolca işinin gereğinden olacak olsun film senaryoları var, her olayı bir film :) Sadri Alışığı da eklemeden geçmemiş. Arada yazdığı türkü mısralarını ben kendimi kaptırıp makamıyla bitirmeden geçemedim :) O Galata' ya gitti ben de gittim, Tophane' ye gitti ben de gittim. Hatta o masa da çay ve sigara içenlerden biri de bendim fosur fosur :) Kendi ile gerçekleştirdiği repliklerin bazılarında kendimi buldum. Yine iç sesleri ile onun gibi arada kendimi gaza getirip sonra yine kendimi sakinleştirdiğim de doğrudur. Eve gelip bazı eşyalara selam vermişliğim, halini hatrını sormuşluğum vardır :))) doktor bey acaba ben de paronayak mıyım :)) Aklıma da Elif Şafak - Siyah Süt geldi bunları okurken. Kısacık, güzel bir hikaye. Bazen kendime acaba Müzeyyen gerçekten var mı, yoksa bu yazar (hani bi hikaye yazmaya çalıyor ya) iç içe geçmiş bir roman mı yazıyor diye sordum :) Adam "-bitse ne olur - bitmese ne" dedi. Müzeyyen kim bilir kaç sigara içti fosur fosur kaç bardak çay... Filmi de varmış. Beğendiğim iki oyuncu hem de... En kısa zamanda izlemek üzere bana iyi seyirler ve okumak isteyenlere de iyi okumalar :) Okuyanlar ve okuyacaklar için lütfen çıt ::)))
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutkuİlhami Algör · İletişim Yayıncılık · 201429,1bin okunma
Reklam
Müzeyyen'e bi alkış.
Bizim de buralarda kadınlarımız, icabında, ayıp, yasak, günah üçgeninde sıkıştırılmış vaziyetteydiler ama, Müzeyyen bu üçgeni yırtmış, yırtarken kendi kendine bir şeytan üçgeni yaratmış, arada bir, üçgenin kuyuya benzeyen ağzından geyik bakışıyla bakıp duruyordu.
+Diyelim ki gitmedim.Seninle birlikte olmaya devam ettik.Ne değişecekti? Ne yapacaktık? Sevişirdik. +Başka? Sabahları beraber uyanırdık.Ben senden önce kalkardım.Senin uyuyuşunu izlerdim.Sonra sen uyanırdın, bana gülümserdin. +Sonra? Sonra, sabahları çayı tek şekerli içtiğini, günün diğer saatlerinde şekersiz içtiğini biliyor olurdum.O ilk şekeri ben atardım çayına, zarifçe eritişini izlerdim. +Sonra? Sonra.. En çok boynundan öpülmeyi sevdiğini biliyor olurdum. Sonra dışarı çıkardık. Dışarda yağmur yağıyor olurdu. Biz şemsiyeyi almazdık. Sırılsıklam olurduk. Sonra sen bana sokulurdun. Ama saçağın altına hiç girmezdik. Sonra sen üşütürdün. Ayakların buz gibi olurdu. Ben sana en sevdiğin o mavi çoraplarını getirirdim. Sonra bayramları babaannenin mezarını ziyarete giderdik. Hayatta en sevdiğin kadın için ağlayışını izlerdim senin. Hiçbir şey yapmazdım, gözyaşlarını silmezdim, seni teselli etmezdim. Orada öylece ağlayışını izlerdim. Başka insanların mezarlarının arasında dolaşarak, hayatın ne kadar şahane bir şey olduğunu düşünürdüm. Sonra.. sonra hiçbir şey yapmazdık. Öylece otururduk. Çok bilinmeyenli bu sorunun yanıtını arardık. Hayat bizi yalancı çıkarana dek, bulduğumuz cevapları doğru sanırdık. +Ne dersin bi çay daha içelim mi? Benimkisi şekersiz, seninkisi bol şekerli..
“Vazgeçtim ben Müzeyyen. İnsana olan inancımdan vazgeçtim. Çünkü ben yerle bir olmaktan çok yoruldum..” #fakat müzeyyen bu derin bi tutku
Reklam
"Ulan" dedim, " bu milletin tarih kitabına ihtiyacı yok. Şarkıları peş peşe diz, koy kasete, ver radyodan..." Kışlanın önünde redif sesi ile başla, Çanakkale içinde vurul, az zamanda, çok işler başar, açık alınla on yılda çık, araya bir fokstrot, bir yurttan sesler korosu koy, Şişli'de bir apartımana takıl, yârin İstanbul'u mesken tutsun, görsün güzelleri seni unutsun,gurbet halde bir hal gelsin başına "Yaşa! Var ol!" muhabbetiyle Harbiye önlerinden geç ,deniz ve mehtap sorsunlar seni, mani olsun halini takrire hicabın, Kalamış'ta huzur ara, havanı al, ak güvercinler uçur, Gemerek' ten dön gel, sararsın rengi ruhsarın, kolbaşının kıratını şahlandır, geç arı kovan petek muhabbetine, sarı çiğdeme sor, Bi de Nataşa patlat... Meraklısı varsa aralara Elvis, Bitıls atsın, mevzuyu renklendirsin isterse. Hayatımız müzikaldi ya da bana öyle geliyordu. ...
59 syf.
·
Puan vermedi
Kitap beklediğim gibi değildi açıkçası isminin bende oluşturduğu merak ve heyecan ile alıp sonra okurken birkaç bölüm ve güzel alıntıları,betimlemeleri dışında sıkıldım.Sanki yazılmak için yazılmış gibi hissettirdi ama karakterin kendi ile olan bazen dışarıda mı içinde mi ayırt edemediğimiz konuşmaları hoşuma gitti bi yandan.10 üzerinden puan vericek olsam 4 olurdu.
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutkuİlhami Algör · İletişim Yayıncılık · 201429,1bin okunma
...Fakat Müzeyyen bu derin bi tutku...
''Sürekli eksik olan, bir süre sonra gerekli de olmuyor.'' Fakat müzeyyen bu derin bi tutku🎬
“Çıkıp bi dolaşayım,” dedim. Sesim boğumlu ve başka birinin sesi gibi çıktı. Ve muhtemelen benden başka kimse duymadı.
243 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.