Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Aly
Aly
@n4zdrovj3
eksisozluk1923.com/biri/wom4niz3r
Okuduğumuz aynı kitaplar var ise; üzerine tartışabilir, yorum yapabiliriz. Bir kitabı okuduktan sonra, kişilerle beyin fırtınası yapmak benim en sevdiğim durumdur.
Stajyer
Kırklareli Üni. Siv.Hav.Kab.Hiz.
Dünya
25 Haziran
26 okur puanı
Eylül 2022 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Siyasi entrikalar, akıl oyunları ve ülkenin en tepesindeki 500 adam. Bu 500 danışman gerekli ödemeyi aldıktan sonra, meclise yeni yasa sokabilir, ithalat/ihracat durumlarında yasayı esnetebilir, suçlu iadesi gibi bir durumdan sizi kurtarabilir ve devletin içindeki üst düzey yöneticileri alaşağı edebilir. Ancak bu işleri yapmaları için de piyonlara ihtiyaçları vardır.
Üniversiteden yeni mezun olmuş Mike, 500 adamdan bir kişiyle seminer esnasında tanışıp, adamın onu kendisi için çalışmaya ikna etmesiyle nefes kesen aksiyon başlar.
Jack london'un bu eseri George Orwell'in '1984' adlı eserine ilham olmuş bir eserdir. Jack london'u bazı kitaplarında bireyci bazı kitaplarında idealist gördük. Bu kitapta ise devrimci sosyalist olarak karaktere hayat vermiş. Aslında kendisi de gerçekte bir sosyalisttir. (son yıllarında liberalizm'e ilgi duymuştur) Eser distopya olmasına rağmen eğer ki distopya olduğundan bir haber okursanız gerçekten yaşanmış olaylardan alıntı sanabilirsiniz. Kapitalist sistemi en alt çarklarına kadar derinlemesine ve akıcı olarak anlatan yazar, kapitalist egemenliğine son vermek isteyen sosyalistleri konu ediniyor. Çıkar çatışması, tröstler, sınıfların içinde gruplaşmalar, soğuk savaş, sıcak savaş, orta sınıf, ezilen halk ve her şeyin efendisi oligarşi'yi okurken sanki o dönemde yaşamızsınız da yazılanlar geçmiş hayatınızın bir kesiti. O derece içine hapseden bir eser ve birçok terimi öğrenmenizi sağlayacak.
Kitabımızın kahramanı yarı melez bir kurt köpeği. Hayatına lüks bir villanın bekçi köpeği olarak atılan buck, çeşitli sebeplerden dolayı kalan hayatını kızak köpeği olarak geçirmek zorunda kalır ve bu süre zarfında başından geçen olaylar kitabın konusudur.
Bu eserinde Jack London çoğu kesimin sıradan hayvanlar olarak gördüğü köpeklerin duygularını, sanki bir insanın duygularıymış gibi kaleme almış.
Okur Takip Önerileri
hikayesinden çok betimlemeleriyle ön plana çıkan, betimlemelerde kaybolmayı isteyen kişiler için ideal. Faşizm, demokrasi, iyilik ve kötülüğü karakterler üzerinden aktarmış yazar. Ama öyle bir anlatmış ki; karakterin biri ne kadar iyi biri olsa da gücü ele geçirdikçe gücü kullanarak faşist olması, demokrasiyi anımsatan karakterin akıl hocası araması, iyiliği çağrıştıran karakterin içinde saf iyilikten başka bir şey olmaması, adeta şeytanı andıran saf kötülük barındıran karakter, ada da kıyamet kopsa umurunda olmayan çocukların da bizzat toplumu temsil etmesi (karnımız tok, sırtımız pek olsun da bizi kim yönetirse yönetsin mantalitesi) ... Demokrasinin, faşizme acaba teslim olacak mı sorusu ?? ezilen karakterler vb. kısaca yazar bu çocuk karakterler üzerinden ideolojileri anlatmış. Roman denemez, alegorig simgesel anlam barındıran öykü ve 'modern klasikler' serisi bir kitap. Bunu belirttim çünkü fahiş zam her şeyde olduğu gibi iş kültür yayınlarının klasikler serisine de yansıyor. 1 ay öncesi 10-15 tl bandında satılan kitap şu an 35-45 tl bandında ve daha da zamlanmadan kitaplıkta yer edinmesi ve okunulası bir kitap. Tüm bunların yanında, tüm mükemmeliyetine rağmen ben bu kitabı sevmeyenler tarafındayım. Bazen odağımı kaybettim, ama sonradan anladım ki bunda çeviri hatalarının da payı var. Çevirmen uzunluk birimi olan feet, foot gibi kavramları 'AYAK' diye çevirmiş. bu karşınıza kitap boyunca yüzlerce kez çıkan bir durum. Onun yanında bolca devrik cümleler de barındırıyor. Kitabı birilerine önereceksem bile bu çevirmenden okumamasını ısrarla söyleyeceğim.
Evet uzun bir süre sonra bu kitap bitti. Neden uzun sürdü ? Kendime bu soruyu defalarca kez sordum ve bir anlam da çıkaramadım açıkcası. Beni boğdu, çok uzadı... Gereksiz 100 sayfa var kitapta. Bunlar sanırım başlıca sebepler. Kitap ise; hani netflix'de bazen boş boş gezeriz izleyecek bir şey bulamayız o anda önerilenler kısmında iskandinav polisiyesi dizileri görürsünüz, tıklarsınız izlersiniz. İlk 2 3 bölüm sarmaz, sonra açılır sonra tekrar bayar.. Bence bu örnek bu kitap için muazzam. Uzun bir süre iskandinav eserlerinden uzak duracağım.
Kocasının cinayetinden yargılanan daha sonra psikolojik rahatsız olduğu kararı alınarak akıl hastanesine yatırılan ve hastaneye yatırıldıktan sonra hiç konuşmayan bir kadın. Onun biraz daha iyi hissetmesini, konuşmasını sağlamak için hastayı tedavi etmek amacıyla yola koyulan bir psikoterapist. Ama gel gör ki bu psikoterapist de gençliğinde psikoloji tedavisi almış bir kişi.... Çocukluk, aldatılma, sevilmeme, İHANET... Fazlasıyla etkileyiciydi ve kusursuz bir ters köşe. Psikoloji hat safhada. Gayet başarılı. Ne denilebilir ki...
Yazarın gerçek hayatta da suç uzmanı olması kitaplarına yansıyor. Değme polisiye yazarlarından farklı olduğunu her sayfa da fark ediliyor. Aksiyon eksik değil, sürükleyici ve kan dondurucu olaylar serisi, en önemlisi yaratıcı cinayetler. Ancak bu kitapta medyum kız ve yaşadığı olaylar benim canımı sıktı. Sonuçta doğaüstü bir kitap değil bu. Yazar ne diye bu kızı kitaba ekledi anlamak güç. Yazarın Türkçe'ye çevrilen 3 adet kitabı mevcut. 'Haçlı katil, Korku Avcısı ve Kanlı Selfie.' Ancak 'Kanlı Selfie' adlı kitabı şu sıralar bulmak mümkün değil sanırım basım sürecinde. Satan yerlerde fahiş fiyat sunuyor fırsattan istifade.
Satranç.. Genelde satranç oyuncuları yani iyi bir satranç oyuncusu bu oyunu oynamaya küçük yaşlarda başlarmış. Biliyorsunuz ki satranç sadece hamlelerden ibaret değil çeşitli varyasyon ve rakibin hamlesini tahmin etmek gibi bir çok unsuru içeriyor. Daha 5 6 yaşlarında beynini zorlayarak bu varyasyonları düşünen kişi inanılmaz bir görsel hafıza ve geniş hayal gücü yeteneklerini kazanıyormuş. Bu kadar donanım kazanan birey ileriki yaşlarda satranç oynamayı aniden bırakır ise şizofren olma olasılığı ve çocukluğunda yaşadığı travmatik olayların tetiklenmesi normal bir insana göre bir hayli fazlaymış. Sebebi ise eskiden sürekli satranç oynarken beyni sürekli bu kavramları besliyordu anında bırakınca oynamayı, beyin varyasyon ve bazı etkilerden uzak kaldığı için kişiye bazı semptomlar kazandırarak kişinin hastalığa yakalanmasına neden oluyor. Çünkü beyin hayatı boyunca yaptığı antrenmanları artık yapmıyor ve aniden tak diye kesiliyor. bu yüzdendir ki hiç bir satranç oyuncusu yaşı 70'leri devirse bile bu oyunu arada sırada oynamayı bırakmazmış. Profesyonel oyuncular zaten bunun hakkında sık sık bilgilendirilirmiş. Hatırladığım kadarı ile bu bilgiyi yazmak istedim bence ilginçti.
Çoğu okurun katili kesinlikle tahmin edemezsiniz teorisi üzerine okuduğum bir kitap ama dikkatli bir okuyucu iseniz katili yakalıyorsunuz. Spoiler'e girecek ama örneklendirmem gerekli. Katil potansiyeli olan kişinin kitabın başlarında okuduğumuz üzere temizlik hastası olduğunu biliyoruz aynı zamanda geçimini başka evlere temizliğe giderek karşılıyor ve civar evlere giderken BEYAZ MİNÜBÜSÜ olduğunu da biliyoruz. Cinayet mahalinin birinde gereksiz eşyaların bile temizlenmesi ortalığın cinayetten öte sanki bir ev temizlermişçesine temizlenmesi, Kurbanlardan biri olan Rachel'in bir gece ormanda arabasının lastiği patladıktan sonra dedektif Jack'e mesaj atıp arabamın lastiği patladı gelip yardım eder misin dedikten sonra köşeden beyaz minibüsü görüp sanırım çoktan geldin demesi başlıca örnekler. Evet kitap size bir çok şüpheli sunuyor ve dikkatli değilseniz kesin katil bu diyebilirsiniz ve o olmadığını anladığınızda daha seri okumanıza olanak sağlayan kitap. Tüm bunların yanında kitapta çok güzel sözler var olaylardan ayrı adeta kişisel gelişim kitabı okur gibi.
Öncelikle söylemeliyim ki yazarın ilk kitabı daha doğrusu Fransızcadan Türkçe'ye çevrilen ilk kitabı olan 'Şeytan İncili'nden önce 'Kıyamet' adlı kitabını okudum. Anlatım tarzı ilk başlarda biraz değişik gelebiliyor ama her şeye olduğu gibi bu duruma da kitabın ortalarına doğru alışıyorsunuz. Söz konusu kitabın orta sayfalarına gelene kadar yazar'ın düşüncelerini ve hayal gücünü anlamak için kendinizi kitaba vermeniz gerekiyor aksi halde bir işkenceye dönüştüğünü bir kaç sayfa sonra kavrıyorsunuz. Kitaba kendinizi vererek okuduğunuz vakit, büyüleyici bir hayal gücü ve müthiş bir bilim-kurgu olaylar örgüsü içinde kendinize yer ediniyorsunuz. Yazarın hayal gücüne bir kaç örnek verecek olursak, ihtiyar bebeklerden tutunda, telepati yoluyla düşünce gezginliğine varıncaya kadar bir çok sizi derin düşünmeye sevk eden olaylar zinciri. Zaten ilk kitabın devamı niteliğinde bir kitap değil. Şiddetle önerdiğim bir kitaptır. Zaten ben de kargomun gelmesini bekliyorum artık zira içinde yazarın ilk kitabı olan 'şeytan İncili' bana doğru yola çıktı bile :) Ayrıca yanlış kargolamadan doğan sorundan dolayı elimde fazladan bir adet mevcut kapağı bile açılmamış bir şekilde. Değerli bir kitapsever istemesi durumunda hediye edebilirim.
Yazarın ilk eseri olan 'dul' adlı kitaptan çok daha sürükleyici, çok daha merak uyandırıcı. Başlarda sıkıcı gibi gelebilir ancak belli bir noktadan sonra ana karakterlerin hikayesinin nerede kesişeceği merakı ve belli gizemler örgüsü sizi içine çekiyor.
bu kitabı şu orkestra müziği eşliğinde okumanızı şiddetle tavsiye ederim :) The Cinematic Orchestra - Arrival of The Birds & Transformation, orjinali 7 dakika civarı ancak uzun versiyonu da mevcut. Kesinlikle deneyin.
Neden İlk Kitap ?
ilk kitap olarak kabul edilmiş ama sanırım türkiye'de kabul edildi bu durum, zira biraz araştırmalarım sonucu ilk kitabın türkçe'ye çevrilmediğini gördüm o halde neden ilk kitap olarak kabul edildiğini hala anlamadım. kitapta bildiğimiz karakterlerin hiç birinin geçmişini anlatmıyor, witcher nereden gelmiş, nasıl witcher olmuş, kurt okulu, ak kurt deyayları vb. sanki türkçe'ye çevrilen 7 serinin her hangi birini alıp okumuşsun gibi oluyor. yani ortadan dalıyor hikayeye, bu nasıl il kitap allah aşkına ? hiç witcher oynamayan veya dizisini izlemeyen, az çok witcher dünyasına aşina olmayan kişi bu kitaptan bir b*k anlamaz. Ben bu gözle bakıyorum itiraz edenler olacaktır ki bu kişiler her hangi bir fantastik kitap konulu sever kişilerden ibarettir. Benim demek istediğim witcher dünyasına tam giriş kapsamında bir kitap olmaması.
