"Kuru bir akağaç yaprağı koptu ve yere düşüyor; hareketleri aynı kelebeğin uçuşuna benziyor. Tuhaf değil mi? En hüzünlü ve ölü bir şey, en neşeli ve canlı şeye benziyor." (Sf. 165)
Turgenyev, insanı bir girdap gibi kitabın içine çeken ve bırakmayan akıcı, anlaşılır üslubuyla okuyucunun gönlünü kazanmayı başarıyor. Yazar sizi kaleminin
"Öyle haber vermeden gidemezsin Salih, bir iş yapıyoruz burada ve benim sorumluluklarım var. Ödüm koptu."
"Gittim diye mi ödün koptu?"
"Araba gitti diye ödüm koptu, sizle ne ilgisi var? Hem sizi tanımıyorum ki, yani Aziz, ne bileyim sen öyle birdenbire ortadan kaybolunca..."
"Kaybolmadım ki, buradaydım, arabayı şu evin arkasına çekip seni izledim."
"N'aptın?"
"Âşık oldum sana."
"Ne? Ne aşkı bu böyle, durduk yerde, ne?"
"İlk görüşte aşk. Oldu işte, n'apalım oldu, itirazın mı var? İtirazın olsa ne olacak o da başka mesele, ben âşık oldum bir kere."