deli: duble, kardeşim sen nasıl yapıyon? sen, bu gülüm sana o kadar mantar yaptı sen nasıl dayandın bana bir anlat hele ya anlat.
duble: deli sevmek kör olmak demek. sevmek, kalbin akla onu seveceksin diye emir vermesi demek. kalp akla emri verdiği zaman; artık akıl görmez, duymaz, susar. kalp emri geri alana kadar akıl sevmekten vazgeçmeyecek.
deli: deli geçecek, deli geçecek. deli ib- vazgeçeceğim değil mi la?
duble: geçmeyeceksin. geçmeyecek, geçemezsin deli.
deli: sahiden vazgeçemeyeceğim mi la?
duble: deli... bak ben gülüm'e baktığım zaman ne görüyorum biliyor musun? kanadı kırık bir güvercin. şimdi sen düşün. elem... ona baktığın zaman ne görüyorsun?
deli: elem... ben elem'e bakınca deniz kızı görüyorum. böyle hançeri böğrüme saplamış bir deniz kızı.
duble: deli o zaman o gördüğüne inan, dünyanın sana gösterdiğine değil.
deli: tabii insan aşık olunca-
duble: hayır, her şeyde öyle.