KEŞKE Yolunu kaybetse keşke Orman yolunda Balta. Yolunu kaybetse keşke Söz meydanında Kavga. Yolunu kaybetse keşke Umut dünyasında Bomba. Ne güzel Âh ne güzel olur dünya!
En iyi cins ve en değerli on milyon ağaca sahip bir orman düşününüz. Bu ormanla kimse ilgilenmez, kimse bakımını üstlenmez ve korumazsa bu ağaçların ne yararı olabilir? Koca ağaçlar fırtınaların şiddeti ile devrilir, yağmur sularında çürür, o güzel ormanda sıtma yuvası bataklığa döner. Saf orman havası yerine, yüzlerce kilometre çevresinde satma mikropları dolaşmaya başlar. Anlayınız!.. Anlayınız!.. Anlayınız!.. Ülkede çalışan ve üreten her bir insan, bir değerdir. Bunun yediği-içtiği her şeyi, tüketimini hesaplayınız. Mantıklı bir şekilde yetiştirilen her insanın, ülkeye neler kazandırabileceğini bir düşünün! Bir de üretmeden tüketenlerin, sarhoşların, asalakların maliyetini karşılaştırın. Eğer halkımız eğitim görmüş olsaydı, bunların her biri, ülke için millet için çalışan, üreten birer güç kaynağı olurdu.
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
Çam Ağacı Masalı Zamanlardan eski zamanlarda, büyük bir ormanda bir çam ağacı varmış. Hani şu yaprakları diken diken olan ama güzel kokan çamdan. Yalnız bu çam ağacı halinden hiç memnun değilmiş. “Öteki ağaçların ne güzel kocaman kocaman yaprakları var. Benimkiler ise diken diken, kuşlar bile konmaya korkar,” diyormuş. Öteki ağaçlardan bir
Dünyanın en acayip ama bir o kadar da nadir ağaçlarından biri de Ejder kanı ağaçlarıdır. Yemen’in fantastik sokotra adasında bu ağaçlardan bir orman bulunur. On metre kadar uzayabilen bu güzel görünümlü ağacın başka hiçbir ağaçta olmayan bir özelliği vardır. Eğer gövdesi ya da dalları bir yara alsa kanamaya başlar! Elbette bu insanların damarlarında dolaşan kan gibi bir madde değildir ama rengi kırmızıdır ve eminim ilk kez bir Ejder ağacını kesmeye kalkan o bahtsız oduncu, baltasını vurduğu yerden bu kan kırmızı sıvının aktığını gördüğünde, “Ben ne halt ettim?” Diyerek oracığa yığılıp kalmıştır...
Sayfa 108
Ben zaten deniz havasını bilirim. Beni her zaman acıktırır. Gereğinden fazla masrafa sokar. Listeyi ele alır almaz, içindekilerin her birinden birer tabak yemek istedim. Ne de güzel, ne de ustalıkla yazılmış: Piliç suyuna çorba, piliçli pilâv, pirzola, tas kebabı, orman kebabı, şiş kebap, dağ kebabı, Büyükdere kebabı, İzmir köftesi
Bugün gelen iki mektubun gibi kısa, neşeli ya da en azından doğaçlama mektuplar neredeyse (neredeyse neredeyse neredeyse neredeyse) orman gibi ve elbisenin kollarındaki rüzgar ve Viyana manzarası... Milena, yanında olmak ne güzel!
Sayfa 136
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.