Risâle-i Mahbûb
Üsküdar'a gittim bugün. Hava öylesine güzel, Üsküdar öylesine kalabalık. Kalabalığın uğultusu işitiliyor...Göğün payıma düşen kısmında şu ilginç satırları okudum:
Her uğultunun, her gürültünün kubbesini sükûtun sütunları ayakta tutar. Kulağı işitmez kılan her yüksek ses sükûtun üzerine devrilir.
İç sesime kulak
Mustafa Kutlu bir hikayesinde şöyle anlatır;
"Vaktiyle ayakkabıcılar ayakkabıya dikiş atarken konuşurmuş ayakkabı ile.
Seni giyen yanlış yere gitmesin, seni giyenin yolu tekkeye düşsün..."
Şöyle özellikle "eski"lerin "yeni" konserlerini falan izlerken tüylerim diken diken oluyor. Bir süre sonra da üzüldüğümü, içimin burkulduğunu hissediyorum. Dünya artık bu kadar mutlu değil sanki...
youtu.be/ty1dwBCR6D0?fea...
Atalarımız bu göz devirme hareketini,karşısındaki, o kadar hızlı yok olmadığı ve iş başa düştüğü için mi geliştirmiş acaba,şu çözümde ne felsefeler gizli,sahiden ne varsa eskilerde var..!