Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Güzelliği bu kadar güzel anlatmak..
Kitap ya da defter sayfalarının arasına okunan yerin kaybedilmemesi veya hatıra kalması maksadıyla çiçekler bırakılır. Sevgilinin gül renkli yanağı veya yüzü güzel kokulu ayva tüylerinin arasında bu manzarayı temsil eder. Sevgilinin yüzü ve yanağı Kur’an olarak düşünüldüğünde ayva tüyleri de Kur’an’ın yazıları ya da okunan yerin hatırlanması için araya konan ayraç olur. Cânâ hat-ı müşginin ile ol ruh-ı rengin Gül yaprağıdır safha-i Kur'ân arasında Necâtî Beğ
Mescide komadılar, meygededen sürdüler ,âh Ne helâle yârar olduk, ne harama, nidelüm... [Necatî Beg]
Reklam
Dünyâ ulûmu deftere sığmaz eğerçi kim .. Aşkın kitâbına göre ol bir sebak değil .. ~ Necâtî Beg ~ ( Dünyanın ilimleri deftere sığmayacak kadar çoktur ama aşkın kitabında onların hiçbiri dersten bile kabul edilmez ..)
Acır isen gel Necâtî-i derd-mende acı kim .. Ne leb-i dilber nasib oldu ne helvā-yı rakîb .. ~ Necâtî Beğ ~ Ortada acınacak biri varsa o da bu dertli Necâtîdir .. Zira ne dilber dudağını (hem tatlı olan hem de sevgilinin dudağı kastediliyor) ne de rakibin helvasını yiyemedi ..
Beni ağlan beni kim üstüme gelmez ölicek. Bir avuc toprağ atar bâd-ı sabâdan gayrı Necati Beg Günümüz Türkçesi : Öldüğümde bana kimse ağlamayacak, sabah rüzgârından başka kimse üstüme bir avuç toprak atmayacak.
Nice kâkül nice mû sünbül-i gül-bûdur bu .. Dil-i uşşâkı perîşân idici budur bu .. Ne gönül kodı ne göz zülf ü ruh u ‘ârız-ı dost .. Oda yanmaz suya batmaz nice câdûdur bu .. Umarın haşrda cân oynaduğumdan tuyalar .. Mâh-rûlar diyeler birbirine odur bu .. Yüri yıllarla yilersen yetemezsin ey dil .. Şol cihetden ki perî şîvelü âhûdur bu ..
Reklam
Aşk bâzârında bir divâne gördüm çağırır .. Leylâ zincirine Mecnûn olmayan uslu değil .. ~ Necati Beg ~ (Aşkın pazarında bir deli gördüm şöyle sesleniyordu .. "Leylâ zincirine Mecnûn olmayan akıllı değildir .. !") Edirne II Bayezid Külliyesi Darüşşifası ve Bimarhanesi.. ~ Bimarhane; Bimarhane pek de akıl hastalarının yattığı yer tanımını karşılamaz .. Bimarhanelerde hastalığın dokunulan, görülen bir yanı yoktur .. Osmanlı'da aşk yüzünden akıllarını yitirenler de bimarhanelere giderlermiş ..
Nola benden kapuna var ise yirden gökce fark .. Olmaz ey Mısr-ı melâhat âşıka Bagdâd ırag .. ~ Necâtî Beg ~ Benimle kapın arasında yerden göğe kadar mesafe olsa ne olur .. ?? Ey güzellik ülkesi, aşık olana Bağdat uzak olmaz ki ..
âh..
Nergis dikün ki hey'et i sıfr u elifdur Tâ kim mezârum üsti kamu şekl-i âh ola Necati Beğ
Ayağı yer mi basar zülfüne ber-dâr olanın .. Zevk u şevk ile verir cân ü seri döne döne .. ~ Necâtî Beg ~ (Ey sevgili .. !) Senin saçlarına asılı kalanın ayağı yere basabilir mi .. ? O aşık döne döne, zevk ve şevk ile canını da başını da (senin yoluna) feda eder ..
Reklam
Nice kâkül nice mû sünbül-i gül-bûdur bu .. Dil-i uşşâkı perîşân idici budur bu .. Ne gönül kodı ne göz zülf ü ruh u ‘ârız-ı dost .. Oda yanmaz suya batmaz nice câdûdur bu .. Umarın haşrda cân oynaduğumdan tuyalar .. Mâh-rûlar diyeler birbirine odur bu .. Yüri yıllarla yilersen yetemezsin ey dil .. Şol cihetden ki perî şîvelü âhûdur bu ..
Özetler
📍ÖZETLER- ✍🏻HAZIRLAYAN: TANER ERKAN Genç Kalemler: 1911-1912 yılları arasında on beş günde bir yayınlanmıştır. Ziya Gökalp’in birçok yazısı bu dergide çıkmıştır. Türk Yurdu: İlk sayısı Kasım 1911’de çıkan dergi, 13. sayıdan itibaren Türk Ocakları’nın resmi yayın organı olmuştur. Dönem dönem yayınını çeşitli nedenlerden dolayı durduran ve
Bî-nikâb olma habîbim görmesin yüzün rakîb Mushaf açık olıcak derler anı şeytan okur. ___________________ Ey sevgili! Başkaları yüzünü açık görmesin, Derler ki; Kur'an açık bırakılırsa şeytan okurmuş 🌼Necâtî Beg🌼
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.