Beni ağlan beni kim üstüme gelmez ölicek.
Bir avuc toprağ atar bâd-ı sabâdan gayrı
Necati Beg
Günümüz Türkçesi : Öldüğümde bana kimse ağlamayacak, sabah rüzgârından başka kimse üstüme bir avuç toprak atmayacak.
"Biñ biñ selâm şol sanem-i bîvefâya kim
Redd elleri ile atduğı taş merhabâlanur."
Necati Beğ
"Put (gibi güzel) olan o vefasız sevgiliye binlerce kez selam olsun;
Onun reddetmek için attığı taş bile, bana sanki merhabaymış gibi gelir."
Aşk bâzârında bir divâne gördüm çağırır ..
Leylâ zincirine Mecnûn olmayan uslu değil ..
~ Necati Beg ~
(Aşkın pazarında bir deli gördüm şöyle sesleniyordu ..
"Leylâ zincirine Mecnûn olmayan akıllı değildir .. !")
Şöyle muhkem dutayın aşk ile dildâr eteğin
Ya elim kat edeler ya keseler yâr eteğin
Necatî Beğ
Sevgilinin eteğini öyle sıkı tutayım ki ayıramasınlar; öyle ki ya elimi ya da sevgilinin eteğini kessinler...
Dünyâ ulûmu deftere sığmaz eğerçi kim ..
Aşkın kitâbına göre ol bir sebak değil ..
~ Necâtî Beg ~
( Dünyanın ilimleri deftere sığmayacak kadar çoktur ama aşkın kitabında onların hiçbiri dersten bile kabul edilmez ..)
Acır isen gel Necâtî-i derd-mende acı kim ..
Ne leb-i dilber nasib oldu ne helvā-yı rakîb ..
~ Necâtî Beğ ~
Ortada acınacak biri varsa o da bu dertli Necâtîdir ..
Zira ne dilber dudağını (hem tatlı olan hem de sevgilinin dudağı kastediliyor) ne de rakibin helvasını yiyemedi ..
Sana vasl olma yazuk, hecr ile ölmek bana güç
Anarım ağlarım gâh seni gâh beni...
Necati Beg
Kavuşmak sana yük ağlamak bana dert, ağlarım bir tanem bazı seni bazı beni
Şöyle muhkem dutayın aşk ile dildâr eteğin
Ya elim kat edeler ya keseler yâr eteğin
Necatî Beğ
Sevgilinin eteğini öyle sıkı tutayım ki ayıramasınlar; öyle ki ya elimi ya da sevgilinin eteğini kessinler...
Şöyle muhkem dutayın aşk ile dildâr eteğin
Ya elim kat edeler ya keseler yâr eteğin
Necatî Beğ
Sevgilinin eteğini öyle sıkı tutayım ki ayıramasınlar; öyle ki ya elimi ya da sevgilinin eteğini kessinler…
Nice kâkül nice mû sünbül-i gül-bûdur bu ..
Dil-i uşşâkı perîşân idici budur bu ..
Ne gönül kodı ne göz zülf ü ruh u ‘ârız-ı dost ..
Oda yanmaz suya batmaz nice câdûdur bu ..
Umarın haşrda cân oynaduğumdan tuyalar ..
Mâh-rûlar diyeler birbirine odur bu ..
Yüri yıllarla yilersen yetemezsin ey dil ..
Şol cihetden ki perî şîvelü âhûdur bu ..
Nice kâkül nice mû sünbül-i gül-bûdur bu ..
Dil-i uşşâkı perîşân idici budur bu ..
Ne gönül kodı ne göz zülf ü ruh u ‘ârız-ı dost ..
Oda yanmaz suya batmaz nice câdûdur bu ..
Umarın haşrda cân oynaduğumdan tuyalar ..
Mâh-rûlar diyeler birbirine odur bu ..
Yüri yıllarla yilersen yetemezsin ey dil ..
Şol cihetden ki perî şîvelü âhûdur bu ..
Ayağı yer mi basar zülfüne ber-dâr olanın ..
Zevk u şevk ile verir cân ü seri döne döne ..
~ Necâtî Beg ~
(Ey sevgili .. !) Senin saçlarına asılı kalanın ayağı yere basabilir mi .. ?
O aşık döne döne, zevk ve şevk ile canını da başını da (senin yoluna) feda eder ..