Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Rus başkumandanı, esirler kampına geliyor ve esirleri teftiş ediyor. Teftiş esnasında Bediüzzaman, etrafında pervane gibi dönülen başkumandana hiçbir saygı tavrı göstermiyor ve yerinden kalkmıyor. Başkumandan hayretle tercümanına sorduruyor: -Herhalde kumandanı tanımadınız! -Tanıyorum. (Nikola Nikolayeviç)tir! -Şu halde Rus ordusuna ve dolayısıyla Rus Çarına hakaret ediyorsunuz! -Hakaret etmiyorum! Fakat ben bir Müslüman alimi- yim! İmanlı bir kimse, Allahı tanımayan her adamdan üstündür. Ben böyle birine, rütbesi ne olursa olsun, kıyam edemem! -Bu hareketiniz idamı muciptir! -Sizin idam kararınız, benim sonsuzluk âlemine intikal etmem için pasaport hükmündedir. Rus Harb divanı, Bediüzzaman hakkında idam kararı veriyor. Tam hüküm infaz edileceği sırada, büyük müslüman, namaz kılmak için müsaade istiyor. Bu müthiş levha yerine geldikten sonra, Rus Başkumandanı yetişerek şu tüyler ürpertici ibret sözlerini sarfediyor: -Hareketinizin, din ve mukaddesatınıza olan bağlılıktan ileriye geldiğini anladım ve sizi affettim. Ayrıca sizden af rica ederim! Ve idam kararı geri alınıyor.
YÜZBAŞI-Müjde çocuklar!.. (Büsbütun eğilirler. Durak...) YÜZBAŞI - Allah var! Sevinin!.. (Herkes hayret tavrunda. Herkes donmuş.... ÜSTEĞMEN - Bu mu yeni haber? YÜZBAŞI - Bu! Dünyanın en eski ve en yeni haberi! (Tek tek suratlara bakar) Kavrayamadınız mı? Her än yeniden öğrenmişçesine öğrenin: Allah var! Hälä mı kavrayamadınız? Allah var diyorum! Şimdi öğrenmiş gibi öğrenin! Müjde Allah var!..
Reklam
Ümidim yılların seline düştü, Saçının en titrek teline düştü, Kuru yaprak gibi eline düştü, İstersen rüzgara salıver gitsin!
Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar. Ne de şeytan, bir günahı, Seni beklediğim kadar. Geçti istemem gelmeni, Yokluğunda buldum seni; Bırak vehmimde gölgeni, Gelme, artık neye yarar?
Sen, kaçan ürkek ceylânsın dağda, Ben, peşine düşmüş bir canavarım! İstersen dünyayı çağır imdada; Sen varsın dünyada, bir de ben varım! Seni korkutacak geçtiğin yollar, Arkandan gelecek hep ayak sesim. Sarıp vücudunu belirsiz kollar, Enseni yakacak ateş nefesim. Kimsesiz odanda kış geceleri, İçin ürperdiği demler beni an! De ki: Odur sarsan pencereleri, De ki: Rüzgâr değil, odur haykıran! Göğsümden havaya kattığım zehir, Solduracak bir gül gibi ömrünü, Kaçıp dolaşsan da sen, şehir şehir, Bana kalacaksın yine son günü. Ölürsün... Kapanır yollar geriye; Ben mezarla sırdaş olur, beklerim. Varılmaz hayale işaret diye, Toprağında bir taş olur, beklerim...
“Neye yaklaşsam, sonu uzaklık ve kırgınlık..”
Reklam
Sevgi ne demekmiş anladım. Sevgi nefsini unutmak, dileklerini kaybetmek... Sevgi aradan çıkmak, yok olmak..
Kurban olduğum Allah'a bile günde beş vakit ulaşabiliyorken kendini ulaşılmaz sananlara selam olsun..
Ben, içimdeki gökyüzünü sen gelinceye kadar herkesten sakladım. Seyretmeye layık olandan da.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.