Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Eller… Türlü bükülüşler, süzülüşler, açılışlar, uzanışlarla insan ruhunun en zengin ifadecisi eller… Okşayan, tırmalayan, kavrayan, koyuveren, yalvaran, yumruklayan, dilenen, sadaka veren, bıçağa sarılan, duaya açılan eller…
Biz bu dünya'ya, ruhumuzun her zaman hatırladığı, rüyalarda yokladığı, hasretlerde yaşadığı, hayallerde aradığı bir başka dünyanın hasretiyle düştük. Ruhumuzun vatanı, hakikî vatan da orası... Her ân oraya hasrette ruhumuz... Ve nefs, onun üzerine binmiş bir akrep gibi ruhu ezmekte... En büyük mücadele ruhla nefs arasında...
Reklam
İslâm inkılâbını kadrolaştırmaya memur gençlik,Sahabîler ve onların gerçek bağlılarından başka kendisine hiçbir ruhî örnek kabul etmiyecek;ve bu ruhu,baştan başa yepyeni,fakat aslına uygun olarak,nefsinde ve dünyada maddeye nakşedecektir.
Belmâ’nın bir sürü sıfırdan iki eksik telefonuna kaç kere uzanan elini geri çekmeyi bildi. Kıyamete kadar yaşasalar onun tarafından aranmayacağını da biliyordu.
Hayatımızda -izmlerden daha bol bir şey yok maalesef
Son zamanlarda birtakım cereyanlara şahidiz: "İslâm sosyalizmi" falan, filân... Bunlar gülünç iddialar... Bu fikri savunanlara diyoruz ki; siz aslında İslâmı değil, sosyalizmi savunuyorsunuz! Siz sosyalizmi lokomotif sayıp İslâmiyeti onun ardında (vagon) yapıyorsunuz. Halbuki lokomotif İslâmiyet'tir ve bütün vagonlar onun maiyetinde, emrindedir.
“İslam inkılâbının,ruhunu dökeceği kalıp gençliktir.”
Sayfa 231
Reklam
GÜZELLİK - YENİLİK - İNCELİK - AŞK "Hediyeleşin", sakın kaş çatmayın, gülünüz! "Sevişin, el sıkışın, aydınlansın gönlünüz..." "Kolaylığı gösterin, zorlukla korkutmayın! Müjdeleyin, şevk verin, zevk verin, soğutmayın!"
Sayfa 127Kitabı okudu
Meselâ; akıl, İslâmiyet'te müstakil bir fakülte değilken, akılsızlık da hiçbir zaman makbül bir hâl değil... Daima ikisi arası... Sırat-ı mustakim sırrı burada tecelli ediyor. Sırat-ı mustakim, zıtlar arasından akan, tezatlar arası ince çizgidir. Bütün mesele bu inceliği farkedebilmekte...
Göz kaptırdığım renkten, kula verdiğim sesten, Affet senden habersiz aldığım her nefesten.
İslâm, mukaddes kaidelerin ezberciliği ve tekerlemeciliği demek değildir. O kabuk bilgilerin tek tek hepsi mukaddes; fakat, bağlı olduğu büyük hikmetlerden ona gelmek şartiyle... Ancak o zaman amelin, yani zahiri bilgi dediğimiz şeylerin tadını alabiliriz. Dâvamızı bu anlayış seviyesine çıkarmadan kurtuluş ümidi yoktur. Evet, ne cemiyetin hakkını çalan fert, ne de ferdin hakkını yutan cemiyet... Bütün sistemler, kendi haklarını, hakikatlerini, varamadıkları hakikati İslâmiyet'te bulsun...
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.