Esere dair bir şeyler karalamadan önce; tabi ki ad'ımın geçtiği bu eseri ilk defa okumadım; ama istedim ki bir daha okuyayım da ismimin bulunduğu tek parçaya bir kere daha şahit olayım, bir kere daha hüzünleneyim, bir kere daha Orozkul' a nefret kusayım, Momun Dedeye minnet duyayım, Beyaz Gemi'yi bekleyen ve tüm eser boyunca isimsiz kalan çocuğa gözyaşlarımı ve kalbimi bırakayım.. ayrıca satırları okurken yine düşünmedim değil tabii; niye kimse 'Enesay' ismini çolupuna çocuğuna torununa falan vermiyor bak orda 'Celesay' da var. Kulak verin ama artık sesime!
.
Bir çocuk düşünelim; 7-8 yaşında, terkedilmiş, bu dünyada dedesinden başka kimsesi olmayan, çantası ile konuşan, dürbününe sığınan, hayalinde balığa dönüşen, ırmaktan yüzerek beyaz gemiye ulaşan, gemide babasıyla karşılaşan...çocuk yüreğinde zalimliğe yer yoktu; onun masalsı dünyasında karşılığı olmayanlara yüreği dayanmadı! Ama o Beyaz Gemi bir gün gelecek çocuk; e ne de olsa bizim dünyamızın rajonu; Umut!
.
"İnsanlar ne diye böyle yapıyorlardı? Niçin bir bölümü iyi, bir bölümü kötüydü? Neden kimi insan mutlu, kimisi de mutsuzdu? Bazı insanlardan herkes korkarken, bazılarından niçin kimse korkmuyordu? Neden kimisinin çocuğu oluyor, kimisinin olmuyordu? Neden bazıları başkalarına aylık verdirmeyebiliyordu? En iyi insanlar aylığı en çok olanlar mıydı?.."
.
Kendime not; ismim sebebi ile; ne 'hangi Dünya vatandaşlığım', ne 'müslümanlığım', ne cinsiyet durumum kaldı sorgulanmayan evet; sabrım bolca sınandı. Beyaz Gemi'nin umudu temsil ettiğini düşünürsek ben de seni bekliyorum!