Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"İyi nedir? Biz onu nasıl tanımlarız? Farklı insanlar onu farklı tanımladıklarına göre bir İyi'nin var olduğunu nereden bileceğiz? Kimileri iyinin mutlulukta olduğunu söylüyor, ama mutluluğun ne olduğunu nasıl bileceğiz? Ve mutluluk nasıl tanımlanabilir? Mutluluk ve iyi, nesnel terimler değildir. Bunlardan bilimsel olarak söz edemeyiz. Ve bunlar nesnel olmadığından yalnızca kafamızdalar. Öyleyse mutlu olmak istiyorsan kafanı değiştir. Ha ha ha."
Sayfa 393 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
“Yeni nedir?”, ilginç ve sonsuza dek uzanan bir soru, fakat üzerine gidilirse ortaya çıkan, boş şeylerin ve modanın sonsuz şaklabanlığı, yarın dibe çökecek bir çamurdur. Bunun yerine “En iyi nedir?” sorusuyla uğraşmayı yeğlerim ki bu soru enine değil de derinlemesine hareket ettirir insanı; ona verilecek yanıtlar, dipteki çamuru söküp akıntıyla götürmeye eğilimlidir.
Sayfa 16 - AyrıntıKitabı okuyor
Reklam
Nitelik... ne olduğunu biliyorsunuz, ama yine de ne olduğunu bilmiyorsunuz. Ama bunda çelişki var. Ama bazı şeyler ötekilerden daha iyidir; bu, onlar daha nitelikli demektir. Ama tüm pratik nedenler açısından, nitelik gerçekten vardır. Peki nitelik dereceleri başka hangi temele dayanır? Neden insanlar bazı şeylere bir servet ödeyip bir diğerini çöpe atar? Bazı şeylerin ötekilerden daha iyi olduğu anlaşılıyor... ama "daha iyi olmak" nedir? Böyle döner döner durur, akıl tekerlerini döndürüp durursunuz, ama hiçbir yerde bir ipucu bulamazsınız. Bu Allah'ın belası Nitelik nedir? Nedir?
Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Ve nedir iyi, Phaedrus, ve nedir iyi olmayan; Bunu söyleyecek birine ihtiyacımız var mı?
Ve bugün hâlâ klasik etik öğretmek zahmetine katlanan birkaç üniversitede Aristo ve Platon'un izinden giden öğrenciler boyuna, antik Yunanistan'da hiç sorulmaya gerek duyulmamış bir sorunun çevresinde döner dururlar: "İyi nedir? Biz onu nasıl tanımlarız? Farklı insanlar onu farklı tanımladıklarına göre bir İyi'nin var olduğunu nereden bileceğiz? Kimileri iyinin mutlulukta olduğunu söylüyor, ama mutluluğun ne olduğunu nasıl bileceğiz? Ve mutluluk nasıl tanımlanabilir? Mutluluk ve iyi, nesnel terimler değildir. Bunlardan bilimsel olarak söz edemeyiz. Ve bunlar nesnel olmadığından yalnızca kafamızdalar. Öyleyse mutlu olmak istiyorsan kafanı değiştir yeter. Ha ha ha."
Neden karanlıktan çıkmıyorsun? Sahi neye benziyorsun sen? Korktuğun bir şey var değil mi? Nedir o korktuğun şey?
Reklam
Zen, sıkılma konusunda da bir şeyler söyler. Onun başlıca pratiği olan "yalnızca oturma" dünyanın en sıkıcı etkinliği olsa gerek -Hindu­ların canlı canlı gömülme pratiği dışında elbette. Hiçbir şey yapmazsı­nız: Kımıldamak yok, düşünmek yok, endişelenmek yok. Bundan da­ha sıkıcı ne olabilir? Yine de tüm bu sıkıcılığın ortasında tam da, Zen Budizmin öğretmeye çalıştığı şey vardır. Nedir bu? Sıkıcılığın tam or­tasında sizin görmediğiniz nedir? Sabırsızlık sıkılmaya yakındır, ama daima tek bir nedenden kay­naklanır: İşin süreceği zaman miktarını gerektiğinden az tahmin et­mekten. Ne olup biteceğini hiçbir zaman gerçekten bilemezsiniz ve çok az iş, planlandığı gibi çabucak bitiverir. Sabırsızlık aksiliğe karşı ilk tepkidir ve dikkatli olmazsanız hemen öfkeye dönüşür. Sabırsızlığın en iyi çözümü, yapılacak iş için, özellikle de bilmediğiniz teknikler gerektiren yeni işler için sınırsız bir zaman koymak; du­rumlar zaman planlamasını zorladığında ise ayrılan süreyi iki katına çıkarmak ve yapmak istediğiniz şeyleri azaltmaktır. Genel hedeflerin önemi ufaltılmalı, ivedi hedeflerinki ise artırılmalıdır. Bu, değerlerde esnek olmayı gerektirir ve değerlerde bir kayma bir parça girişkenlik kaybını da birlikte getirir, ama bu gerekli bir özveridir. Sabırsızlık so­nucu ortaya çıkacak büyük bir hatanın yol açacağı girişkenlik kaybının yanında bu hiçbir şey değildir.
Sayfa 281Kitabı okudu
Berber yine kulağına eğildi; “Yoksulların da bir tan­rısı var!” diye bağırdı, "Yalınayak gezen, açlık çeken, zen­ ginlerin kapısına kırmızı haç işareti koyan bir tanrı. Se­nin kapına da kırmızı işaret koyacak, öyle değil mi Hacı?” İhtiyar yeniden titremeye koyuldu; konuşmak isti­yor ama dili dönmüyordu. Stilyanos ona acıdı. “Bırak zavallı adamı," dedi. “Yü­reğine inecek.” Ama Mandras Baba haykırdı; “Nedir seni bize böyle saldırmaya iten? Öğretmen mi? Sakın kızıl papaz Peder Yannaros olmasın?” Gözleri yaşaran Berber, “Ne Öğretmen ne de Peder Yannaros,” diye karşılık verdi. “Önceki gün açlıktan ölür­ken gördüğüm üç yaşlarındaki bir çocuk.”
Hayat bir akıştır. Hiçbir şeyi durduramazsınız. Öyleyse bir şeyden korkmanın manası nedir? Sadece anınızı yaşayın ve tadını çıkarabilecek ne var ise çıkarın. Korkularınız, tam anlamıyla yaşamanıza izin vermez, sizi geriye çeker. Hayatı, tutkularınızı yoğunluğuyla yaşamanıza izin vermez, sizi böler. Bir kadını seversiniz ama yarım yamalak seversiniz çünkü korkularınız vardır. Aşkın sizi nereye götüreceğini nereden bilebilirsiniz ki? Böyle devamlı yarım yamalak, bölünmüş, parçalanmış olduğunuz sürece aşkın verebileceği gerçek neşeyi algılayamazsınız. Korkunun size bir faydası olmadığını görün.
Ve nedir iyi, Phaedrus, ve nedir iyi olmayan; Bunu söyleyecek birine ihtiyacımız var mı?
379 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.