Neyi aradığımı bildiğim bir zaman dilimindeyim Karıştırdığım her bir sayfada farkındalığım ve niyetim birleşiyor Arıyorum bulunmak isteyeni Hevesim gidiyor apansız Bir karamsarın çehresiyle karşılaşıyorum Olmaz diyorum pes etmek öyle kolay olamaz Bilakis bize yakışmaz Düşünce manevralarıyla hızımı ikiye katlıyorum Bu sefer de hız niyetimi
"Tan yerinin aydınlığı kadar açıkmış her şey, 'Oku!' demiş melek... 'Okuma bilmem!' demiş Efendimiz. 'Oku!' 'Okuma bilmem!' 'Oku!' Sonra kavrayıp sıkmış Efendimizi. Nefesi daralıncaya kadar sıkmış." Zeyd'di anlatan; altı kafadarın kumral olanı...
Reklam
Ağlayabilir miyim gönlüm müsadenle, şöyle katıla katıla şimşekli bir gökyüzü gibi? Günaha batan tüm kirliliğim ile ağlayabilir miyim? Öylesine ama, ölesiye, bu can çıkana kadar bedenden. Nefsimin nefesi kesilesiye, pembe güller mor menekşelere düşesiye, sol yanımın ateşi yükselesiye kadar, kendi omuzumda kimseciklere yük olmadan, ağlayabilir miyim?
Nefesi içimize çekeriz, sonra veririz. İçimize çektiğimiz an şimdidir ancak nefesi verdiğimiz an, artık geçmiş olmuştur. Bir başka şekilde ifade edersek, bu ki- tabın önceki sayfalarını okuyan, geçmişteki sizdiniz. İlerleyen sayfaları okuduğunuzdaysa gelecekteki siz olacaksınız.
Sayfa 183Kitabı okudu
İnsana imtihan olarak özlemek yeter! Bir şehri, Bir sesi, Bir nefesi. ...
Fionna’nın parmaklan titredi. Başını hafifçe çevirdi, dudaklan aralandı. Genç kadının ılık nefesi Aidan’m boğazına çarpıyordu. Aidan yutkundu. Arzuyla tutuşuyor, kalbi küt küt atıyordu. Âdeta damarlannda ateş dolaşıyordu. Erkekliği taş gibi sertti. Bacaklannı iki yana açıp genç kadına hemen burada sahip olmayı istiyordu, içine sertçe yerleşmeyi ve bütün sinirlerini dağlayan şu ateşi açığa çıkarmayı arzuluyordu.
Sayfa 77
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.