Merhamet yok! Sahip olduğunuz her şeyi istiyoruz. Daha azına razı olmayacağız. İktidarın dizginlerini ve insanlığın yazgısını ellerimize almak istiyoruz. İşte ellerimiz burada. Bu eller güçlüdür. Hükümetinizi, saraylarınızı ve krallara özgü sefanızı elinizden alacağız ve o gün gelince, tarladaki köylü ırgat ya da büyük şehirlerinizde açlıktan nefesi kokan, çelimsiz memur gibi, ekmek paranızı kazanmak için çalışacaksınız. İşte ellerimiz burada. Bu eller güçlüdür!
Şimdi dişlerimi sıkıp
Dudaklarıma kanamayı öğrettim
Ki bu kızıl damlalar
Körpe yanağında bir veda busesi olsun
Bu da benden sana
Heba edilmiş bir aşkın
Son nefesi olsun...
“ Her şeye geç kalmanın kızgınlığını üzerinden atamıyordu, hayal ettiği ne varsa uzaklarda bir yerdeydi ve zaman geçtikçe daha hızlı yürümesi , hatta koşması gerekiyordu ama nefesi yetmiyordu, yorulmuştu şimdiden … “
Hangi baharın esintisi düşürdü içime bilmiyorum.
Başım dönmeye başlayalı önümü görmüyorum.
Hissedilmeye değer ne varsa, gecelerden korkuyorum.
Üzerimde tüm sevdaların ağırlığı, nefes alamıyorum.Yaşadıklarımı düşünüyorum bazen.
Zamana sıkışıp kalmış çaresizliklerimi.
Mutluluğa teğet geçen keşkelerimi ve sebeplerini.
Biliyorum;
Yaşayacaklarım,
GÖRMEDİN Mİ !
Görmedin mi önden giden acizi,
Ne kibiri kalmış,ne çıkıyor sesi,
Görmedin mi ben diyen nefsi,
Gözü açılmış, tükenmiş nefesi.
Görmedin mi ihtiyarın halini,