Bir gün Hazret-i İsa'a bir kimse yol arkadaşı olmuş. Beraber giderlerken bu adam, bir köşede bâzı kemikler görmüş ve Hazret-i İsa'ya:
"-Ne olur ya İsa! Bildiğin ism-i azam'ı bana da öğret de bu kemikleri diriltip kaldırayım." diye yalvarmış.
Hazret-i İsa ise cevaben şöyle buyurmuş:
"-O iş senin kârın değildir. İsm-i azam'ı okuyup ölüyü diriltmek için, yağmurlardan daha temiz bir nefes sahibi, kullukta meleklerden daha anlayışlı bir kişi olmak gerek. İsm-i âzam, (haram ve şüpheli lokmanın geçmediği) temiz bir ağız ve (Allah'tan uzaklaştıran her şeyden arınmış bir) kalp ister. Yani öyle bir kimse ki, nefsi haram ile kirlenmiş olmasın ve melekler gibi isyan ve günahtan pâk olsun. Çünkü bir kimsenin nefsi pâk olmadan, o kimsenin duâsı makbul olmaz!..
Meselâ farzedelim ki sen, Hazret-i Mûsâ'nın asâsını elinde tutabilirsin. Fakat Mûsa'daki kuvvet sende var mı ki, onu ejderha yapabilesin... İş te bunun gibi, sende İsa'nın nefesi yokken ism-i âzam'ı okumanın sana ne faydası olur ki?!"
“Her hayatta bir dönüm noktası vardır.Bu öyle muazzam ,keskin ve belirgin bir andır ki insan kendini göğsünden vurulmuş gibi hisseder,nefesi kesilir ve bilir...Şüphenin en ufak gölgesi olmaksızın hayatının bir daha asla aynı olmayacağını kesinlikle bilir.”
― Julia Quinn, When He Was Wicked
Tüm imla kurallarını yoksaydım seni yazarken
Virgülün yarım nefesi yetersizdi sana doymaya
Uçsuz bucaksız bir aşkı soluksuz anlatmalıydım
Bu yüzden tahammülüm yoktu noktaya
Delicesine severken birbirimizi
Soru işaretlerine meyil veremezdik zaten
Dikkat çekip nazara gelmesin aşkımız diye
Ünlemi ters çevirip iyilik kelimesinde kullandım
Üç noktayla hayal ettiğiniz yerleri işaretledim haritada
Tireler ile hayat yolumuzu yaptım kendimize
Parantez ile iki noktaya yükledim gülücükleri
Böyle daha çok anlamlı kıldılar kendilerini
Ve öylesine güzeldin ki zaten
Gerek yoktu tırnak içinde belirtmeye
Onun kafasında gezenler kadar hiç kimse onu yaralayamazdı.Yürüdüğü yol ona hiç bitmeyecekmiş gibi görünürdü , nefesi daraldı , yere yığılmamak için kendini zor tutuyordu
Yaprak için,kopmak mı kolay kalmak mı
Ateşlenen mermi yanmaz mı sanarsın
Her şey baştan, bide boş ise küfe.
Kalan yaprak için asılı kalmak kolay mı sanarsın
Yağmura, rüzgara, güneşe belki açlığa
Dururken küfe mi doldururuz sanarsın
Kalmakta , gitmekte tercihte.
Gidenin gideceği yeri vardırda
Ya kalanın kalacak yeri kalmadıysa
Tek yeri giden olduysa
Giden, kalanın nefesi ise.