izlediğim en iyi dizi hakkında
Kendimce oldukça iddalı bir başlık attığım bu dizi Six Feet Under.Yaklaşık bir ay kadar önce bir yandan da fleabag izlerken iki dizide de karşılaştığım koşmakla alakaı yine bi ileti yazmıştım ki iyi ki de yazmışım.Lütfen burası kitap üzerine kurulmuş bi app ne alaka dizi demeyin bence hakkıyla yapılmış her iş sanattır ve parçalar bütünü
Mektuplar: Yeni Dönem Bu sana
Bana birini sevme hakkı verselerdi bu dünyaya ait olan hiç bir şeyi sevmezdim çünkü gelenler gider, sevgi geçirilir, emek unutulur, kalabalıklar yalnızlaşır, çiçekler solar, mevsimler geçer, beden de çürür toprak olur; bana seni sevme hakkını verdiler ben de ruhuna aşina olarak seni sevdim çünkü bu dünyaya ait hiç bir şeyi yanımda götüremem, hissedemem ama kendi ruhumu senin ruhunla konuşurken hissederim. Yemyeşil bir ormandır şimdi ruhun Çiçekler ve çimenlerle dolmuş bir arazi Sürü sürü Kuşların ötüştüğü bir ağaç Çimlerde gezen çıplak ayak Aşinadır ruhum ruhuna Ezelden gözlerimiz konuşur Sesin kulaklarımı öper Nefesin nefesimi Bir sessizlik bozar bütün sessizliğimi Bilirim ruhun iyileştirir ruhumu Kalıplara sığmaz şiirin Okudukça tebessüm edersin bilirim Ölüm çağırsa iki dudağın Sessizce eğilir öperim Kapatır gözlerimi Ölüme gülerek giderim Hasret
Reklam
Dar düşünceler! Dar görüşler...
Bana “Sen şuna buna niçin sataştın?” diyorlar. Farkında değilim. Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evladım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum. Yolda biri beni kösteklemek istemiş de ayağım ona çarpmış. Ne ehemmiyeti var? O müthiş yangın karşısında bu küçük hâdise bir kıymet ifade eder mi? Dar düşünceler! Dar görüşler... Beni, nefsini kurtarmayı düşünen hodgâm bir adam mı zannediyorlar? Ben, cemiyetin imanını kurtarmak yolunda dünyamı da feda ettim, âhiretimi de. Seksen küsur senelik bütün hayatımda dünya zevki namına bir şey bilmiyorum. Bütün ömrüm harp meydanlarında, esaret zindanlarında yahut memleket hapishanelerinde, memleket mahkemelerinde geçti. Çekmediğim cefa, görmediğim eza kalmadı. Divan-ı Harplerde bir cani gibi muamele gördüm, bir serseri gibi memleket memleket sürgüne yollandım. Memleket zindanlarında aylarca ihtilattan men’edildim. Defalarca zehirlendim. Türlü türlü hakaretlere maruz kaldım. Zaman oldu ki hayattan bin defa ziyade ölümü tercih ettim. Eğer dinim intihardan beni men’etmeseydi belki bugün Said topraklar altında çürümüş gitmişti. (....) Sonra ben, cemiyetin iman selâmeti yolunda âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne cennet sevdası var ne cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmi beş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur’an’ımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa cenneti de istemem, orası da bana zindan olur. Milletimizin imanını selâmette görürsem cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım. Çünkü vücudum yanarken gönlüm gül gülistan olur
leylakların kahrından öldüğü zamandayım zaman üstümde bir gülle, üstüme zincir vurmuş alçaklar susuz çağlayanların altında ıslanırken geldi aklıma ayak basılan tozlar ve duyulmayan bunaklar hafif sözler söyledim hayat hakkında nefsin tartısında kifayetsiz sözler akan kanla ve metal madeniyle tartıldı gözler ve toprak görmemiş cesetler babam, hep dostlarımdan ürkütürdü beni büyük enkazlar anıların var ettiği eşyalarla dolu kırık kanatlı kuşların seması varken kafamda bileklerimde dururken ruhumun şeması ölümü ve ayrılığı bekledim kıyameti beklemenin soğuk karın sancısı
K/aralamalar Kudur Bastırırsa zevk, sefa; sen ölümü düşün dur, Çatla damarda şeytan, sen de ey nefsim kudur!
Ölmeden önce ölün dedi Müjdeci Ölmeden önce ölmek hayatımı hep bu müjdecinin çağrısının ne anlama geldiğini aramakla geçirdim sayfalar dolusu kitaplar okudum , insanlarla konuştum , ihtiyârlara sordum. Ölmeden önce nasıl ölmeliydim diye İçimde birşeyleri mi öldürmem gerekliydi Yoksa ölümü içime mi yerleştirmeliydim Hep kararsızdım Yanlış
Reklam
512 öğeden 261 ile 270 arasındakiler gösteriliyor.