Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Neslihan Fidan

Neslihan Fidan
@neslihanfidan
Üniversite
Ankara
Diyarbakır
29 okur puanı
Eylül 2018 tarihinde katıldı
Kanın Ağırlığı
Kanın Ağırlığı
Ucuz diye aldığım ve pişman olduğum bir kitap. Kitap sayfalarında kesinlikle tekrar yok ama gereksiz detay ile okuyucuyu ciddi anlamda sıkan bir kitap. Korku ve gerilim türü olarak geçen bu kitabı esneyerek okudum. Kitap özetinde gelirsek ailenin ne anlama geldiğini, yaptığımız fedakârlıkların, sakladığımız sırların ve sevdiklerimizi korumak adına ne kadar ileri gidebileceğimizin bir aynası… Tavsiye etmiyorum.
Reklam
Serenad
Serenad
1930'lu yıllarda Nazi Almanya'sından kaçıp Türkiye'ye gelen ve İstanbul'da hocalık yapmış bir hukuk profesörü olan Maximillian Wagner'in, yıllar sonra Amerika'dan tekrar Türkiye'ye gelmesini ve onunla ilgilenmesi için İstanbul Üniversitesi tarafından görevlendirilmiş Maya Duran isimli bir kadının başından geçen olayların anlatıldığı, soluksuz okuyacağınız bir kitap Serenad. Struma gemisi, Nazi zulmü, Mavi alay, Almanya'dan kaçıp Türkiye'ye gelen bilim adamları ve paha biçilmez katkılarının yazıldığı ve sadece aşk romanı olarak değil ciddi tarihi bilgilere de yer verilmiş bu kitapta. Kitapta en can alıcı ve beğendiğim cümlelerine gelince “Aramızdaki temel fark ne, biliyor musun? Sen insanlara baktığın zaman üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun”! "Hiçbir iktidar masum değildir. Bütün iktidarlar öyle ya da böyle, birinin katilidir…"oldu. Hem Müslüman, hem Yahudi, hem Katolik’tim. Yani insandım." Ama inan bana, insanların çoğunun ruhu, bedeninden önce çürür. Oldukça akıcı ve tekrarı olmayan bir üslup kullanılmış. Günümüzde yozlaşan Aşk teması öyle güzel vurgulanmış ki. Ölmeden okunması gereken roman arasına almanız tavsiye edilir..
Peygamberden Sonra
Peygamberden Sonra
Peygamberden sonraki dönemi kısa ve yorumsuz bir şekilde anlatan bir ve şimdiye kadar okuduğum en sade anlatımlı bir kitap. Lesley Hazleton ön yargılardan arınmış, objektif bir araştırmacı, gazeteci, psikolog ve yazar kesinlikle Hazleton peygamberden sonraki hayat öylesine güzel ve gerçekçi anlatılmış ki bence bu kadın İslamı dünyaya tanıtmalı demekten alıkoyamıyor insan kendini. Kitapta Hz. Ayşe’nin Hz. Muhammed’e olan aşkı bu aşk yüzünden Hz. Ali’ye olan hırsı ve kini bitmek tükenmek bilmeyen kibri, uğradığı iftiranın nasıl oluşu ve masumiyetini bildiren vahyin gelişi, iktidar uğruna yapılan kanlı “Deve Muharebesi” gibi bir çok tarihi detay önemi kaynaklardan alınarak aktarılmış. Eskiden günümüze değişen bir şey olmamış. Günümüzde de iktidar uğruna eski düşmanlar güç birliği yapıyorlar maalesef; Hz Ayşe ve Hz. Osman olayları gibi. Halifelik oyunu istediği gibi gitmeyen Hz Ayşe cemaat içinde terlik salladığı ve halkı galyana getirip ölmesine sebep Halife Osman’nın, İktidar hırsı ve Hz. Ali’ye olan düşmanlığı ile bir numaralı savunucusu olmuş. Hayranı olduğum Hz. Ali’de bir kez daha efsaneleşti bu kitapla birlikte bende. Youtube’den videolarına bakmanızı istediğim bu ton ton yazarın kitabını kesinlikle tavsiye ederim.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Aşkın Gözyaşları
Aşkın Gözyaşları
Şeytanda bir şey hariç bütün insani özellikler mevcuttur. Şeytan aşkı bilmez. Şeytanın insanı kıskandığı, çekemediği aşksızlığındandır... Asıl adı Muhammed'dir Şems'in. Dedesi Hasan Sabbah'ın talebelerindendir. Aslında Horasan'lıdır. Sonradan Tebriz'e göç etmiştir. Doğuştan sivri bir dile sahip olan Şems adını Kuran'daki Şems suresinden almıştır. Ömrü 40 yaşını buluncaya kadar aşıkını aramış ve nihayet 40 yaşında aşıkı Mevlana'yı bulmuştur Konya'da... Mevlanay'ı Ham iken yakan o hoca Şems'dir. Öyle ki mevlana uğruna başını bile feda etmekten çekinmemiştir. Çok çok dolu bir kitap kelimelerle anlatılamayacak bir karakter Tebrizi Şems... Bu kitapta şems'in gözünden yaşananları, Mevlana'm diye seslendiği o büyük durgun okyanus'ta nasıl fırtınalara sebep olduğunu güzel bir üslup ile anlatmış. Biyografi ustası Sinan Yağmur dilini öyle yalın, öyle güzel kullanmış ki; Keşke kitap bitmese diyorsunuz istemsiz. Kesinlikle tavsiye olunur.
Aşkın Gözyaşları 3
Aşkın Gözyaşları 3
Çölde yalnızlığı ile Yaradan’a teslimiyet gösteren Hacer’dir Kimya. İnandığına güvenen, güvendiğine “neyin varsa sana, yoluna fedadır” diyen vefakar Hatice’dir Kimya. Dünya oyuncaklarına tamah etmeyen, hayallerde yaşamayan esas zenginliği iç güzelliğinde gören bir Rabia’dır Kimya. Dualarında hiçbir zaman dünyalık istemeyen, ömründe bir kez olsun kendisi için dua etmeyen asaletli bir kahramandır Kimya. Ask'ın Kimya’sında kendimi kaybetmek isteyip Kimya Hatun olmak istedim bu kitapta. Beşeri aşkın Sems'te ilahi asla dönüşmesi öylesine akıcı anlatılmış ki ,okurken bu aşk gıpta ediyorsunuz. Tasavvufla ve aşkla dolduğum güzel bir biyografik romandı. Kimya Hatun’un psikolojik dünyası çok uzatılarak anlatılıp, biraz sıksa da genel anlamda çok güzeldi. İyi bir yazar okuyucusuna yazdığını yaşatandır. Ağlayarak bitirdiğim bu romanı kesinlikle tavsiye ederim
Reklam
Sen
Sen
Fırat'ın , Dicle'nin suyu gibi temiz ve duru yaşamak istedim. Eğer hatalarım varsa affedin sizi sevdim. Ey hayat, seni sevdim . Dünya seni de sevdim.yurt, yurdum ey...Yüreğimin kızıl gülüydün. Baba, dede, anne, nine, arkadaş, dost, amca , kuzen, hoca, oğlak...Sizi sevdim hayatın çekiçleri, balyozları insin varsın,Sizi seviyorum' İnsanın dünya üzerinde "yalnız" kaldığı anlar vardır. Böylesi anlarda, içini dökebileceği tek varlık bazen sadece yolu oraya düşmüş bir böcektir. Dışlanmışlığın ve derin bir yalnızlığın böcek dahi olsa dinleyici bulmasının, ne kadar kötü şartlarda hayat mücadelesinin ve dayanma gücünün trajik hikayesi anlatılmış bu kitapta. Mehmed Uzun'un ilk romanı benim de yazarın ilk okuduğum kitabı oldu. Kitap sondan ve baştan başlayarak ortada buluşuyor ve kahramanın hayat hikayesini başka birinden dinliyormuş gibi ilginç bir üslubu var kitabın. Nasılsın? Ne haldesin? Benim halimi sorma. Halim hal değil. Gibi iç burkan cümlelerin ve işkence detaylarının yazıldığı bu kitabı içim buruk dahi olsa,tavsiye ederim.
Kerbela
Kerbela
Dediler: Seni katledecekler Hüseyin! Dedi: Olsun! Dediler: Hüseyin sana kıyacaklar! Dedi: Olsun! Dediler: Ölüme göz göre gidilir mi? Dedi: Yiğit bir Peygamberin torununa böylesine bir ölüm yakışır.. Kitabın özeti yukarıdaki tek bir paragrafla anlatmaya yeterli bence. Muaviye'nin ölümünden sonra başa geçmek isteyen Yezid herkesin kendisine biat etmesini ister. Küfe halkı Hz.Hüseyin'e bağlılıklarını sundukları binlerce mektup yazıp Hz.Hüseyin'i Küfe'ye çağırırlar. Eğer gelirse Küfeliler olarak birlik olup Hz.Hüseyin'in yanında olacaklarını ve Yezid'e karşı savaşacaklarını dile getirirler. Hz. Hüseyin Küfe halkına güvenip yolculuk hazırlıklarına başlar ve Hicret'in 60. yılında Zilhicce ayının sekizinci günü ailesiyle ve dava arkadaşlarıyla birlikte Mekke''den Kûfe''ye doğru yola çıkar. Kerbela'ya geldiklerinde konaklarlar ve Hz.Hüseyin Yezid'in adamları tarafından Muharrem ayının 10.günü acımazsızca katledilip ailesi ve dava arkadaşlarıyla birlikte şehit edilir. Yorumunu yazarken bile gözlerimin dolduğu, okuduktan sonra içtiğim her yudum suyun boğazıma düğümlendiği kesinlikle tavsiye ettiğim bir kitap. Kula kulluk etmek en büyük onursuzluktur! Kula kul olmayan Hz. Hüseyin ve Kerbela şehitlerine selam olsun.
Celile
Celile
Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;...." Dizelerini Yahya Kemal'e yazdıran Nazım Hikmet’in annesi Celile’nin hayat öyküsünün anlatıldığı bir kitap. Celile, oldukça sıradışı bir insan. Yaşadığı yüzyıl açısından bakıldığında; Osmanlı'da sosyoekonomik koşullar, hemcinslerinin toplumsal ve kültürel seviyesi göz önünde tutulacak olursa… Adını resim sanatına altın harflerle yazdırıp, padişah hafiyeleriyle, ittihat ve terakkicilerle boğuşan güçlü bir kadın profili korku nedir hiç bilmem iş hiç . Gönlünü kendinden dört yaş küçük olan Yahya Kemal'e kaptırdığında evliydi, iki çocuğu vardı. "ela gözlü pars" diye şiirler yazdı ünlü şair onun için. Ela gözlü pars hayatında ilk kez bulutların üzerinde uçtuğunu düşündü. Yahya Kemal uğruna eşini, evini terk etti! Yahya Kemal taşıyabilecek büyüklükte bir yüreğe sahip değildi maalesef her güçsüz erkek gibi onu yarı yolda bıraktı, sıvışıp kaçtı. Çok üzüldü, kahroldu ama yıkılmadı ela gözlü pars. Oğlu Nâzım Hikmet yirmi sekiz yıllık hapis cezasının on ikinci yılında ölüm orucuna başlayınca, bir panter gibi ileri atıldı ve büyük şairi, ölümün kıyısından çekip alan güçlü kadın hikayesi. Sinan Balcıgil’in Mavi Mürekkep kitabından sonra yazım dilini çok akıcı ve etkileyici bulamadım maalesef . Tarihi detaylar oldukça fazla olduğu için kitap belgesel kıvamında. Tarih ve biyografi sevenler için tavsiye olunur.
Ne düşünürsen o gelir...
The Secret - Sır
The Secret - Sır
Çocukken hayallerimde çevresine sürekli yardımda bulunan, kazandığı para ile burs verip öğrenci okutan ve koruyucu annelik yapıp başarıdan başarıya koşan bir iş kadını olarak hayal ederdim. Çok başarılı bir iş kadını oldum mu bilmiyorum ama düşüncem, hayal gücüm ve mücadelem ile hayalini kurduğum öğrenci okutma, korucu anneliğini yaptığım Havin isimli 3 yaşında kızım ve bir çok hayalime kavuştum. Yaşadıklarım ve sahip olduklarım Ghandi’nin bu sözünü destekler nitelikte Düsüncelerinize dikkat edin, sözlerinize dönüşür. Sözlerinize dikkat edin, hareketlerinize dönüşür. Hareketlerinize dikkat edin, alışkanlıklarınıza dönüşür. Alışkanlıklarınıza dikkat edin, hayatınıza dönüşür. "Secret" kitabı bu sözleri destekler nitelikte. Evrenin çekim yasası üstüne kuru olduğunu , pozitif düşünmenin ve kötüyü asla düşünmemenin insan hayatı üzerinde ne kadar etkili olduğu anlatılmış bu kitapta. Kitapta eksik gördüğüm tek şey sorunların dibine inip çözümleme metodu anlatılmamış. Sorunlar halının altına süpürülürse bir süre sonra büyük trvamatik patlak olarak ortaya çıkar. İkinci nokta ise kitap her ne kadar olumlu düşünün hayatınız olumlu olsun derse de yattığınız yerden hayatınız mükemmel bir hal almaz bu sebeple olumlu düşünüp,doğru dua edip, mücadele ederek istediğimiz her şeye sahip olabiliriz. Hayatınız ile İlgili farkındalık için kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.
Mucizelere inanırmısınız...
Beynine Format At
Beynine Format At
Hayatımı değiştirip mucize yaratan, beynimdeki olumsuz anılara sihirli bir değnek gibi dokunan sistemin adıdır Neuroformat. İnsan beyninin ne kadar ilkel bir varlık olduğu 2 saniyelik yaşanan korku veya üzüntü ile oluşan travmalar yüzünden hayat boyu beynin tehlike sinyali gönderdiğini ve akabinde hastalıkların ortaya çıkışını anlatan bir
Reklam
2018 OKUMA HEDEFİ
0/20 kitap - %0 tamamlandı
Henüz kitap okumadı
20 kitap
0 sayfa
0 inceleme
0 alıntı
Geri15
88 öğeden 76 ile 88 arasındakiler gösteriliyor.