"Duruyor. Gazinonun ortasında, sobanın yanında, ayakta öylece kalakalıyor. Süheyla'nın varlığıdır onu böyle hiç istemediği yerlerde donduran, hareketten alıkoyan. Onun bakışı, gülüşü, billur sesi ile "Engin... Engin..." diye, çağırışıdır. Süheyla'dır ona bu kuşlardan, çiçeklerden bahseden. "