Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
266 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
35 günde okudu
Bu eser eski türkçe kelimelerin yer aldığı baskısıdır. Kitabın sonunda Lügatçe bölümü yer almaktadır. Yer alan hikayeler bazıları çok sürükleyici, bazıları durağan. Ömer Seyfettin, hikâyelerinde vermek istediği mesajların yanı sıra oluşturduğu tipler aracılığıyla da toplumumuzdaki insan manzaralarını gözler önüne serer. Bu eser aşağıda yer alan hikayeleri kapsamaktadır. Gizli Mabed/3 Perill Köşk/14 İlk Namaz/24 Niçin Zengin Olmamış?/31 Fon Sadriştayn'ın Karısı/43 Fon Sadriştayn'ın Oğlu/60 Bir Hatıra/78 Bahar ve Kelebekler/85 Balkon/100 Kurbağa Duâsı/113 Bomba/122 Yüksek Ökçeler/147 Rüşvet/151 Yuf Borusu Seni Bekliyor/155 Nakarat/161 İki Meb'us/185 Kıskançlık/196 Yalnız Efe/206 Kerâmet/252 Lûgatçe/255
Seçme Hikayeler - 2
Seçme Hikayeler - 2Ömer Seyfettin · Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları · 1993306 okunma
_Kendine gülmeyen ustaya şaşarım. Güler geçerim ona işte. Öz evimde yaşarım. Benzemem hiç kimseye. _İnsanın kendine gülebilmesi; şimdiye değin, en iyiler gerçek anlamından yoksun kaldı bunun; en yetenekliler ise bu konuda bir deha göstermediler. Belki de kahkaha, bilgelikle birleşecek, geriye yalnızca "şen bilim" kalacaktır. Şu anda
Reklam
Niçin zengin olmamış hikayesinden
Sermayesiz para kazanmak! İşte bu dünyada aklımın en ermediği şey!
Niçin Zengin Olmamış hikayesinden.
Biraz düşününce anlıyorum ki, hayat artık yaşanabilecek gibi değil.
Niçin Zengin Olmamış hikayesinden.
Zaman, ne dehşetli bir deva! Şimdi o sıkıntıların binde bir zerresini duymuyorum..
Ölmeliydi! Hayat, yaşamaya lâyık değildi. İnsanlar hayvanlardan merhametsiz, kaplanlardan yırtıcı, sırtlanlardan şefkatsizdi.
Reklam
Acı Gerçekler.
Kendisini aforoz eden bu vefasız insanlara mı? Yalancı ilmin, yalancı felsefenin ahlâk, fazilet, insaniyet diye uydurduğu efsanelerin hakikatini o artık öğrenmişti. İnsanların cemiyeti, içerisi yırtıcı hayvanlarla dolu kable’t-tarihî bir orman demekti. Mantık, şiir, güzellik, iyilik yalnız kitaplarda idi.
Bütün insanlar onu birdenbire aforoz etmişler, hayatta yapyalnız bırakmışlardı. Ne bir dost, ne bir arkadaş, ne bir akraba... Evet, hiç, hiç kimse!
«Eğer hainler, Allah’ın gazabına daha uğramaz­larsa dünyada Müslüman kalmayacak!»
İnsan zengin olunca okumaktan olduğu gibi yazmaktan da nefret ediyor.
Reklam
Herkesin emeli, felsefesi, arzusu bir: Para kazannak! Mücerredat yok! Hayal yok! Oldukça karışık bir piyasa dalaveresi var. Açıkgözlülük en büyük kuvvet...
Biraz düşününce anlıyorum ki, hayat artık ya­şanabilecek gibi değil.
Dikkat ettim; tarih denen şey felâket nâkili! Saadetten hiç bahsetmiyor; yahut şöyle üstünkörü geçiyor. En sevinçli, en talihli devirlerin içinde bile bir facia, bir hiyanet, bir acı, bir zehir bulmakta mahir! İnsaniyetin hatırası olan tarihteki bu hazin temayül bizzat insanda da var. Felâketler, ıstıraplar, matemler ruhumuzda âdeta bir yara gibi derin bir iz bırakıyor. Saadetlerimiz, sevinçlerimiz, hoş günlerimiz tıpkı bir rüya hafifliğiyle eriyiveriyor, unu­tuluyor.
Derler ki: «Tarihsiz millet mesuttur!» Ben de: «Hatıratsız insan mesuttur!» diyeceğim
104 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.