İslâm hukukunun ana kaynağı olan Kur'an-ı Kerim'de itikada, ibadete, güzel ahlaka dair ayetler olduğu gibi Aile hukukuna (Talak surest 1, Bakara 234 gibi yetmiş ayet) Medeni hukuka (Bakara 282, Nisa 29, Âl-i İmrân 130, gibi yetmiş dolayında ayet) Ceza hukukuna (Bakara 178, Sura 40, gibi otuz kadar ayet) Muhakeme usulüne (Bakara 182, Maide 49, gibi otuz ayet) Uluslararası hukuka (Bakara 190, Enfal 61, Tevbe 6, gibi yirmibeş kadar ayet) Devlet bütçesinin girdisi çıktısıyla ilgili (Tevbe 60, Zariyat 19, Enfal 1, gibi on kadar ayet) ayetlerde vardır (Mefhumu fikhil İslami, Nizamüddin Abdülhamid s. 104-108)
Hulasa Kur'an insanlara gönderildiğinden hükümleri her çağda her sorunu çözecek şekilde indirilmiştir.
Zamanın değişmesiyle kurallarında değişeceğini, Kur'an'ın bin dört yüz sene önce nazil olması nedeniyle şartların çok değiştiğini, ziraat toplumundan sanayi toplumuna geçildiğini, ziraat toplumunda kapalı aile hayatı olduğunu sınırlı mekan üzerinde sınırlı istekleri olduğunu, günümüzde ulaşım ve ileti şim vasıtalarının hızıyla dünyanın tek aileye dönüştüğünü onun için bin dört yüz sene öncesinin kurallarının bugün geçerli olmayacağını söyleyenler,
1- Kur'an'ı dikkatli okumayanlar
2- Yarının ne getireceğini bilemeyen insanın yaptığı kanunlarla yarını yaratan Allah'in kanunlarını yargılamaya kalkanlardır.
Nisâ 155-159
﴾155﴿ Sözlerinden dönmeleri, Allah’ın âyetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve “Kalplerimiz kılıflanmıştır” demeleri sebebiyle... Dahası inkârları sebebiyle Allah o kalpler üzerine mühür vurmuştur. Pek azı müstesna artık iman etmezler.
﴾156﴿ Bir de inkâr etmelerinden ve Meryem’e büyük bir iftira
O düşman topluluğunu takip etmekte gevşeklik göstermeyin. Eğer siz sıkıntı çekiyorsanız, onlar da sizin gibi sıkıntı çekmektedirler. Üstelik siz, onların Allah'tan ümit etmediklerini ümit ediyorsunuz. Allah her şeyi bilendir; hikmet sahibidir.